Nefes filmi fragman full sinema cekimi izle indir

nefes sinema cekimi full no rapid indir download izle online izle seyret online seyret nefes sinema gizli cekim nefes vatan sagolsun download indir yukle izle sinema cekimi full rapid dvd indir izle fragman konus oyuncular yapımcı sinema cekimi

ekmek arasi ekmek

bir de ketçap eklendi mi tadından yenmeyecek paylaştıkça artan tat. artan yemeklerden yeni yemek yaratma gibi bir hobin de varsa, çok orjinal bir fikirle ertesi öğün tost olarak tüketebilirsin. eğer hala kalmışsa, tek ihtiyacın süt ve şekerdir; kuru ekmeği atarsın bunlara süper bir lezzet daha çıkar. hala mı kaldı..veya neyse işin tırtını çıkarmayayım.

sapphire

2005 yılında kuruçeşme'de sapphire bosphorus adıyla hizmete giren mekan, sortie'nin karşısında bulunmaktadır. teras şeklinde konumlanmış olmasından dolayı sahip olduğu boğaz manzarası , her iki köprüyü de seyretmenize olanak tanır. çevredeki kluplere göre çok daha kaliteli hizmet sunan sapphire bosphorus, bu kış itibariyle levent çarşı içinde eski mojito'nun yerinde hizmet vermektedir. yeni mekanında çalınan muzik ve dans gösterileriyle, yazın yakaladığı kaliteyi aratmayacağını düşündürmekte, salı geceleri heritage adlı konsept partiler, perşembe akşamları r&b ve hiphop partilerine ev sahipliği yapacaktır.
'meertcan'ın arabasını görünce bi an kaaaal geldi kızııım, şükür tanrıma çabuk toparladıım' şeklinde konuşan insanlar tabiki burada da vardır fakat diğer gece kluplerine göre azınlıktadır, eğlenmenizi engellemez öyle milleti kesmekle vakit geçirirler, özellikle yazlık mekana gidilmesi tavsiye edilir, manzarası muhteşemdir.

love you more

dj armin van buuren'in su siralar en gozde, en cok hit alan parcalarindan. trance muzigi sevenlerin dinlemesini siddetle tavsiye ederim. bu arada, featuring racoon.

clouds above go sailing by
i found my meaning in this life
clear white is flying in my eyes
underneath a blue blue sky
the waves come rolling in with the tide.

all the people rushing by by by
looking for meaning in this life
so used up and blinded by lies
they're underneath the blue blue sky
the way they seldom seem to smile
i don't know why

i've been away too long
and everyday i missed you more
you look like you did before only prettier
everyday i love you more.

'cause i've been away too long
and everyday i missed you more
you look like you did before only prettier
everyday i missed you more
and more and more and more and more

cause i've been away too long
and everyday i missed you more
oh you look like you did before only prettier.
everyday i love you more
and more and more and more and more
everyday i love you more.

yeditepe universitesi

kantinde erkeklerin kız mevzusu olunca on kaplan gücüyle birbirine masa fırlatığı kızlarında paylaşamadıkları erkek yüzünden birbirinin suratuna sıcak çay dökecek kadar vahşileştiği yeğane eğitim kompleksidir ve herkes komplekslidir.

İnasanların köpek yavrılarını birbirinden çok sevdiği, sevsede göstermeye götünün yemediği bunlardaan gaza gelen mahlukatı köpeklerinde garip triplere girdiği bir okuldur

sosyal kantinine girince, bütün erkekleri serdar ortaça kızlarıda petek dinçöze benzettiğiniz ve aradığınız arkadışınızı sadece götündeki doğum beninden tanıyabilidğiniz tek kantine sahip tek okuldur.

koridorlarda çalışan çilekeş abilerin hayatlarında sayılı kere yiyebildikleri fakat hergün sayıısız kere görrmek zorunda kaldılları iğrenç kokulu yiyecekleri üreten fast food zinciridir

kulüpler sokağının, herkesin tırsarak girdiği elm sokağına benzediği garip bir okuldur.

kızların makyaj malzemelerinin kullanma kılavuzunu tersten okuduğunu sandığım, hepsini bir kerede kullan yazısının nerde olduğuunu heniz keşfedemediğim ama azimle aradığım bir parçanın bütün halidir

erkeklerin action man e özenip karda kışta götü donarak tişört giymekten wazgeçemediği, kızlarında batman deki joker abimizi kıskandırıcak kadar boyaayı makyaj için kullandığı ortamsızlar ortamıdır

sabah 50 ytl ile gidip akşam 1 ytl ile dönmenin çok kolay olduğu kayışdağıının las vegasıdır hatta okuldur

(''okuldur'' ibarelerini toplayın istediğiniz sayıya bölün, hatta kafayı ikiye bölün orası okuldur sonucunu bulamazsnız.) bulana küçük altın

yastık

çoğu zaman gecelerin sessiz tanığıdır.. güzel geçen bir günün ardından huzurla uykuya dalarken ya da akılda ve kalpte cevap bulunması gereken sorularla boğuşup, bir o yana bir bu yana dönerken, bazen kendinizi bir boşlukta yapayalnız hissettiğinizde sarılmanız için ya da yatağınızda kitap okurken yaslanmanız için kimi zamanda savaşlara, sevişmelere şahit, düşüncelere ortak anılara göz-kulak olandır.. küçümsenip unutulmamalıdır..

maklube

köken itibariyle arapçadan dilimize transfer edilmiş, ters çevirmek manasındaki ışık evlerinin değişmez menüsünün değişmez yemeği, takriben 10-15 kişilik olup, yemeğe abananların midesine oturan, yemek sonrası 1-2 saat insanı kendine getirmeyen yemek.
gerekli malzemeler:
-1 kg pilavlık pirinç
-250 gr margarin
-0,5 kg kuşbaşı doğranmış et
-1 adet büyük baş soğan
-2 adet büyük boy patates
-1 paket ihlas tozu
-1 kg yoğurt
-1 bağ marul
-1 adet limon
-10 veya 15 adet "olum bak süper yemek yiyecez akabinde de abilerle halı saha maçı yapacaz" şeklinde keklenmiş saf mürid

yapılışı:
patatesler küçük küçük doğranıp et ile birlikte orta ateşte kavurulur, tencereye pirinç ve ihlas tozu ilave edilir bir tencere dolusu etli pilav yapılır. pilav bir müddet bekletildikten sonra yemek yenilecek mekanın tam ortasında bulunan metal bir tepsinin ortasına ters çevrilerek herkes dumur edilir, pilavın etrafına tepsinin aldığı kadar yoğurt salata karışımı döşenir ve aç insanlar güruhuna servis edilir. gördükleri manzara karşısında abandone olan aç insanlar güruhu ikiz kulelere saldırırcasına pilav anıtına saldırır ve bir tepsi pilav salata karışımını tuzla buz eder.
not: pilavın tüketilme hızı ne kadar kısa süreli olursa mideye oturma katsayısı o oranda artar bu sebeple yerken dikkatli olunmalıdır aksi takdirde halı saha maçı güme gidebilir

hotel rwanda

2004 yapımı bir terry george filmi.
1994 ruanda katliamı sırasında, katliamdan kaçan tutsi'leri otelinde saklamaya çalışan bir otel sahibini ve yaşananları anlatan film, başrol oyuncusu don cheadle'ye "en iyi erkek oyuncu" dalında oscar adaylığını kazandırmıştır.

gobek seven kadin

bu bayanlarımız gobege gore erkek degerlendiren kiz olarak görülmemelidir. çünkü göbek aşk yastığıdır. işte bu yüzden göbekli erkeği daha sempatik bulan ve tercih eden kadındır. bunların daha orta yaşlardaki kadınlar olduğu düşünülse de aralarında gayet de genç yaşta, güzel, kariyer sahibi olanı; sempatik, hafif göbekli ve bebek yüzlü erkek seveni de yok değildir. göbeksiz, bir et bir kemik, kemikleri batan bir sevgilidense güçlü kuvvetli ve her daim yanında şirin mi şirin bir yastık taşıyan tontiş sevgili daha cazip durur.

karanlik

görmek için ışığın oyunlarına ihtiyacımız yoktur; işte bunun en güzel kanıtıdır karanlık.
aydınlıktayken görünenlere o kadar çok takılırız ki gerçek olanı; hissedileni fark etmeyiz bile.. karanlık aydınlığın aksine yanıltıcı değildir çok daha açıktır..ardına gizlenecek bir gölgesi olmaz.. ortadadır,tam karşınızda durur ve hiçbir yere çekilmez.. karanlık ne yutandır ne de yutulan o herşeyden önce varolan ve herşeyden sonra da varolacak olandır.. huzuru içinde barındırır ve güven verir, dengesini sessizlikle kurar.. karanlıktan korkmak onu bilmemekten gelir ya da karanlıktaki kendini.. bu yüzden karanlığa yüklediğin olumsuzluksa şunu unutma; karanlık ne ışıktan korkar ne de kendi varlığından..

general pinochet

1915 doğumlu generol pinochet'in tam adı augusto jose ramon pinochet ugarte'dir. 11 eylül 1973'te şili'de salvador allende hükümetine karşı pinochet önderliğinde askeri bir darbe yapılmıştır. darbenin ardından pinochet 1990'a kadar şili'yi diktatörlükle yönetmiştir.
önderliğinde gerçekleşen darbenin ardından sosyalist ve işçi olduğu gerekçesiyle işkence yapılan 40 bin kişi hayatını kaybetmiş, 3 bine yakın şili'li "kaybolmuş", 250 bin kişi sürgüne gönderilmiş ve işçilerin çoğu işlerinden atılmışlardır.
2000'de 90lı yaşlarındayken tutuklanan pinochet sağlık sorunları nedeniyle diktatörlüğü döneminde işlenen yukarıdaki suçlardan muaf tutulmuştur. ev hapsinde tutulan ve yargı süreci devam eden pinochet, yolsuzluk, vergi kaçakçılığı gibi suçlardan yargılanmaktadır.

every me and every you

placebo'nun bir şarkısı:
every you every me

sucker love is heaven sent.
you pucker up, our passion's spent.
my hearts a tart, your body's rent.
my body's broken, yours is spent.

carve your name into my arm.
instead of stressed, i lie here charmed.
cuz there's nothing else to do,
every me and every you.

sucker love, a box i choose.
no other box i choose to use.
another love i would abuse,
no circumstances could excuse.

in the shape of things to come.
too much poison come undone.
cuz there's nothing else to do,
every me and every you.
every me and every you,
every me...he

sucker love is known to swing.
prone to cling and waste these things.
pucker up for heavens sake.
there's never been so much at stake.

i serve my head up on a plate.
it's only comfort, calling late.
cuz there's nothing else to do,
every me and every you.
every me and every you,
every me...he

every me and every you,
every me...he

like the naked leads the blind.
i know i'm selfish, i'm unkind.
sucker love i always find,
someone to bruise and leave behind.

all alone in space and time.
there's nothing here but what here's here's mine.
something borrowed, something blue.
every me and every you.
every me and every you,
every me...he

every me and every you,
every me...he

fix you

bir coldplay şarkısı;

fix you

when you try your best but you don’t succeed
when you get what you want but not what you need
when you feel so tired but you can’t sleep
stuck in reverse

and the tears come streaming down your face
when you lose something you can’t replace
when you love someone but it goes to waste
could it be worse

lights will guide you home
and ignite your bones
and i will try to fix you

and high up above or down below
when you’re too in love to let it go
but if you never try you’ll never know
just what you’re worth

lights will guide you home
and ignite your bones
and i will try to fix you

tears stream down your face
when you lose something you cannot replace
tears stream down your face
and i…
tears stream down your face
i promise you i will learn from my mistakes
tears stream down your face
and i…

lights will guide you home
and ignite your bones
and i will try to fix you

we re all to blame

bir sum 41 şarkısı:

take everything left from me!
all!
to!
blame!

how can we
still succeed
taking what we don't need?
telling lies
alibis,
telling all the hate that we bring.
super-size our tragedy!
born in the land of the free!

and we're all,
to,
blame,
we've gone too far,
from pride to shame.
we're trying so hard,
we're dying in vein.
we're hopelessly, blissful, and blind,
to all we are,
we want it all,
with no sacrifice!

realize,
we spend our lives,
living in a conscience of fear,
saying "thanks
we salute you, thanks"
to the man of the year.

how did we all come to this?
we scream and we can't just resist!

and we're all,
to,
blame,
we've gone too far,
from pride to shame.
we're trying so hard,
we're dying in vein.
we're hopelessly, blissful, and blind,
to all we are,
we want it all,
everyone wants it all,
with no,
sacrifice!

tell me now!
what we've done?
we don't know!
get up, out now!
what did we
do to you!

tell me now!
what we've done?
we don't know!
get up, out now!
what did we
do to you!

and now we're all,
to,
blame,
we've gone too far,
from pride to shame.
we're trying so hard,
we're dying in vein.
we're hopelessly, blissful, and blind,
to all we are,
we want it all,
everyone, everyone,
we will fall,
cause we're all,
to,
blame,
we've gone too far,
from pride to shame.
we're trying so hard,
we're dying in vein.
we're hopelessly, blissful, and blind,
to all we are,
we want it all,
everyone,
don't,
we,
all?

oryantiring

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc -/- Genelde oryantiring yapıyorum diyince insanların bunu oryantalle karıştırp sizi baştan aşağı bir süzmesiyle kıpkırmızı olmanıza neden olan spor dalı. dünyada orienteering adıyla bilinir..
kondüsyonun ve tecrübenin olduğu kadar harita hatta pusula bilgisi, zeka , özelliklede pratik zekanın önemli olduğu bir spordur. ne kadar iyi koşarsanız koşun;hedefi anlayacak ,araziyi yorumlayacak kafanız olmazsa haybeye koşar durursunuz. arazide yalnız başına kaldığınız için her an her şey olabilir ayrıca insanın kendisiyle başbaşa kalıp karar vermesini gerektirdiğinden kişilik gelişimine de bir hayli katkısı vardır. anlamlı ve zevkli bir koşu dalıdır.
ister kapalı ister açık arazide, bir alışveriş merkezinde, işlek bir semt ya da ormanda yani aklınıza gelebilecek her yerde yapılabilecek bir etkinliktir. ama etkinlik için ciddi bir organizasyon ve emek gerekir.. öyle ki arazinin her özelliği (eğim ağaçlar çöp kutusu elektrik direği-telleri gibi..) tek tek haritaya geçirilir ve bu harita her yarışmacıya verilir.. zamana karşı bir yarıştır bir anlamda.. bazende zaman falan hiçe sayılır " allah ım sağsağlim bir bitirebilsem şu parkuru başka birşey istemiyorum hem havada kararıyor gece çıkan yıldızların konumu niye yok ya bu haritada" gibi düşüncelerle başbaşa bırakabilir..
bazende onca insanın arasında elinde bir harita bir pusula kafan karışmış bir halde koştururken acayip bakışlarla karşılaşır durup açıklayacak zamanın olmadığı için sırıtarak yoluna devam edersin.. eğer biraz alışıldık bir çevrede koşturuyorsan insanların az çok bilgisi varsa bir noktayı aradığından bazen yardımsever bir amca çıkar ve "evladım şurda mavi bir bayrak var belki işine yarar git bak istersen" ya da " sen geç kaldın heralde vah vah yazık sana çocuğum terlemişsin sen.şu tarafa doğru iki kişi koşuyordu ben gördüm onları" gibi cümleler duyarsınız..
kısacası herkese hitap etmeyen ama hoş anılara vesile olan herşeyinizle çaba harcadığınız denenmesi gereken bir spordur oryantiring.. hala bu kelime aklına oynak bir şarkı ve kıvırtma hareketleri getiriyorsa yazıyı baştan oku

demokrasi

yönetim biçimi değil bir yaşam şeklidir... bir topluluk içersindeki tüm bireylerin alınacak kararlarda eşit söz hakkına sahip olması esasına dayanır...eğitim düzeyi yüksek olan bir ülkede uygulanması gayet yapıcı ve gelişme sağlayıcıdır ancak eğitim düzeyi pek yüksek olmayan bir ülkede sorunlar yaratması kaçınılmazdır.. insanların birer döner ekmek karşılığında oy vermesi gibi durumlar söz konusu olabilmektedir.. tam anlamıyla ve yarar sağlayacak şekilde halkın özümsenmesi sağlanırsa o ülkeye ne mutludur ancak ülkemiz için ,refah seviyesi ve eğitim düzeyi baz alındığında demokrasi pek de yarar sağlayamamaktadır...

adsiz alkolikler toplulugu

amerika'daki "alcoholics anonymous" derneğinin türkiye'deki adıdır. alkolik insanların alkolü bırakıp düzenli olarak toplandıkları ve birbirlerine destek oldukları bir topluluktur.. alkol nelere kadir.. alkolün ortak paydası üzerine kurulan bir beraberlik ve sürekli onu anımsayarak geçen ya da geçmek bilmeyen sohbetler.. insan hayatından çıkarmak istediği bir şeyi gündemde tutarak nereye kadar yaşayabilir sorusunu akıllara getirir..

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc

paintball ..
kurallara saygı, dikkat, oyun strateji geliştirme yeteneği, cesaret gibi kavramların varlığıyla heyecan dolu bir oyundur.. aksi halde günlerce morluklarla gezme, acılara katlanma painball =), arkadaşlar arası tartışma gibi tatsız anılarla boğuşabilirsiniz.. ama doğru mekan ve doğru bir ekiple takım ruhuna sahip çok güzel sahneler yaşanabilir.. fazla mı ciddiye alıyorum bu oyunu ne..

nihat genç

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc // bagirip-cagiriyor, kufrediyor, aniden sinirleniyor, sonra bir anda gozleri yasariyor. karsi cikiyor birseylere, anlatmaya calisiyor. memleketinin-karadenizin sert dalgalarini vuruyor dinleyicilerinin yuzlerine.
etkileyici, evet; ama ne kadar gercek?
kufrettigi gazetelerde, kendi deyişiyle satilmis medyada, kose tutup, yazilar yaziyor. parçası olacaktıysa eger medyanın -amacı ne kadar ulvi olursa olsun, kufretmeyecekti zamanında. amaca giden her yol mübahtır masalları eskide kaldı; amacına uygun davranacaksın.
olaylar, kişiler hakkında yorum yapıyor; sorunlardan bahsediyor. ama anlattıkları hep yuzeyde kalıyor. abd katil, israil kötü, tayyip satılmış... bunları tum gun kahvede oturanlar da biliyor, konuşuyor. nihat genç'in araya foucoult, aristo vs.. gibi isimleri sıkıştırması, onlardan alıntı yapması anlattıklarını temellendirmiyor ki. fikri, planı ne bu adamın bir turlu onu duyamıyoruz. orhan pamuk adi, elif şafak orospu (bunu skyturk'te aynen soyledi), abd'den uzak duralım, ermeni soykırımı yapmadık vs... iyi, güzel de; abd'ye bagımlı olmayan politikalar nasıl üretilir, ekonomiyi dısa bagımlılıktan nasıl kurtarırız, ermeni soykırımı yapılmadıgını nasıl kabul ettiririz, ermeni soykırımı yapılmadığını gosteren tarihi belgeler nedir? bu sorulara cevabı ne nihat genç'in, onedigi politika-program ne; bunları niye anlatmıyor?

ateşli konuşmalarının arka planında sistemli, işe yarar fikirler, öneriler olmadığı sürece oldugu yerde saymaya devam edecek.

mike fratello

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc -- memphis grizzlies in kocu olan mike fratello nba de çok sağlam bir konuma sahiptir.çok beğendiğim bu teknik adam ara sıra cinsliği tutsada çok iyi bir yazar/yorumcu ve teknik adamdır.şu sıralar nba de kovulması gündemde olan koçlardan biridir.sezona 1 galibiyet 7 malubiyetle başladılar.clevland ı çalıştırırken söylediği
-24 saniye dolarken sonlarında atış kullanın...
lafı nba de çok konuşulmuş ve büyük tepkilerle birlikte farklı eleştirilere yol açmıştır.

Şerif Sezer

cagan irmak filmleri ile taninmaya baslamis olsa da, turk sinemasinin henuz tam anlamiyla kesfedemedigini dusundugum oyuncu.
serif sezer'in farkli bir zerafeti var, soyluluga kacmayan. abartisiz ama etkileyici bir oyunculuğu. guzel, umutlu bakan gozleri.
ve hala yan rollerde izliyoruz onu; kendisinin de bir roportajında soyledigi gibi, daha onemli rollerde, daha uzun sure izleyebilsek keske..

rol aldigi filmler:
1980-bir gunun hikayesi
1981-yol
1997-hamam
2003-asmalı konak hayat
2004-mustafa hakkında herşey
2005-babam ve oğlum
hakkari'de bir mevsim, av zamanı, herseye ragmen, camdan kalp...

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc ..

eve dönüş

12 eylul sürecinde yasananları anlatan bir donem filmi. omer ugur'un yonetmenligini yaptigi filmde memet ali alabora, sibel kekilli, altan erkekli, savaş dinçel, perihan savaş, civan canova gibi oyuncular yer alıyor. 12 eylul'u irdelemesi, sinemaya tasimasi ve attigi adim dolayisiyle filmin onemi inkar edilemez. ancak sinema acisindan tatmin edici bir film oldugu da soylenemez.
altin portakal'da sibel kekilli bu filmdeki rolu ile, "en iyi kadın oyuncu" odulunu aldi, ama nasıl oldu da bu odul bu oyunculuga gitti anlamiyorum. rol yaptigi her hareketiyle belli kekilli'nin, telafuzu ise berbat ve film akisini bozuyor. film boyunca fabrikadan arkadasi güler'in adini "gılerr" diye telafuz etti.
dialoglar da donem goz onune alinmamis gibi. mustafa (mehmet ali alabora) darbe sonrası karısıyla (kekilli) evde konusurken "milletin derdi bizi gerdi" gibi birsey soyluyor. 80lerde de bu tip, avrupa yakasi esprileri var miydi diye dusunuyor insan.
mustafa ile karisi bir tv aliyor ve onun taksidini odeyebilmek icin mesaiye kaliyorlar. o kadar cok calisiyorlar ki evde konusacak zamanlari bile olmuyor, notlar yazarak birbirleriyle haberlesiyorlar! (örn:"ev sahibi geldi, kirayi istedi mustafa, napicaz?") filmin baslarinda seks yapmaya vakitleri olmadigi icin mustafanin surekli karisindan yakindigi da izliyoruz. bu kadari da fazla abarti degil mi; calismaktan konusmaya, seks yapmaya vakitlerinin kalmamasi?!
ayrica 80lerde henuz renkli yayin yokken evde renkli tvnin olmasi da gozden kacirilmis bir detay. gerci belki de mustafa ve karisi o kadar ileri gorusluydu ki, renkli yayinin yapilacagini aylar oncesinden hissedip renkli tv almislardir, o parasizlikla!
civan canova ve altan erkekli'nin oyunculuklari ise filmin en güzel yaniydi sanirim, ikisi de cok iyiydi.

filmin sonunda "türkiye hala darbecilerin yaptigi anayasayla yonetiliyor" yazisini goruyoruz ekranda. fazla sig ve manipulasyona yonelik bir cumle oldugunu dusunuyorum. o cumleyi kim yazmissa, 82 anayasasinin ilk haliyle bugunku hali arasindaki farklardan bihaber demektir. (82 anayasasindan geriye pek birsey kalmadi, o kadar cok degisiklige ugradi ki.) politik film cekiliyor diye, gerceklerin de filmde savunulan fikirleri destekleyecek sekilde yansitilmasi ucuz ve basit bir yontem.

filmin, 12 eylul'u siradan bir eylul gunu zanneden yurdum gencligi icin herseye ragmen faydali olacagini dusunuyorum-en azindan kenan evren'le, iskenceyle tanisip, kenan evren ve ekibinin bugun hala yargilanamadigini ogrenmis olurlar.- bunun otesinde ise pek birsey katmayan ve sinema acisindan beklentileri karsilayamayan bir film, "eve dönüş".

filmin, bence en onemli cumlesini, siyasi subede iskence goren halk komitesi uyesi ile yine ayni komitenin uyelerinden bir ilkokul ogretmeninin arasinda gecen diyalogda duyuyoruz: "biz burada iskencedeyiz, peki ya kahraman isci sinifi nerede?!" siyasetten uzak duran, amaci gunu kurtarmaktan ibaret olan, hakkini aramaktan dahi korkan halkımızın gercegini anlatmaya yeter sanirim: 1980'de ve 2006'da, hala..

dimarzio

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc -

Bir çok ünlü gitaristin kullandığı manyetik markası . ayrıca kablo , switch ve askı modelleride mevcuttur . elektro gitar manyetikleri gerçekten çok iyidir . pasif manyetik sevenlere önerilir .

kullanan bir kaç ünlü gitarist;
steve vai
joe satriani
yngwie malmsteen
reb beach
john petrucci
billy sheehan
paul gilbert
al di meola
adrian smith
dave murray
chris poland
dave weiner

web siteleri : www.dimarzio.com

kulucka makinesi

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc yarışma da son günlere girilirken kulucka makinesinden söz edelim biraz ..
insan yapımı, yumurtaları belli bir sıcaklıkta tutup kuluçka süresini tamamlamaları için kullanılan bir makine. basitçe, içi ısı yalıtımlı bir kutudan ve ortamı ısıtan bir ampulden ibarettir.

ilk ask

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc - eger ki duygularini asla belli etmeyen ve bu yuzden ortaokul siralarinda poker oynamaya sevk edilen, karsinda ki oyuncunun ''bu ne lan veletle mi oynayacagiz'' cumlesinden sonra ''oglum senin ruhun yokmu, insan degil lan bu baska bisey'' laflarini isiten biri iseniz, ilk ask vucut derinin soyulup tuzlu suya 2 posta bastirilma etkisi yapar.kos kos gokten vahi gelmesini bekler, akvaryumda ki en guzel baligi izleyen insan modeli olur cikarsin. senelerdir sinifta askida duran, evdekilerin bile ''sana ceket almistik ne oldu'' sorularina maruz kalmana neden olan lacivert kumasi, mudur efendinin seni cagirmasi ile giymek zorunda kalirsin, keltosun verdigi binbir ayardan sonra dunyasi yikilmis adam modeli ile sinifa dogru yol alirken, elin ceketin ic cebine gider.senelerdir kayip olan edevatlar tek tek su yuzune cikar ama yabanci bir cisim atilmistir ceketinin cebine.cikan kagidi hemen incelemeye baslar ''cok yakinindayim ama sen farkinda degilsin'' cumlesini okur saskinlik ile arkana bakar ''kim var lan arkamda'' cumlesini icinden gecirir ilk soku atlatirsin.kafanin icini acsalar soru isaretleri fiskiracaktir, derin derin nefes alir ''kendine gel oglum'' dersin ve kagidi incelemeye baslar ''evet bir kizin yazisi oldugu ortada ama kim bu'' diye diye paranoyak olursun ve bir anda ''evreka evreka'' diye inler her hucren. kagidin altinda bir ilac ismi olan lamivudin yazmaktadir ve bunu kullananda okuldan firar ettigin zaman bile ''bugun gormedim bari cikisa'' gideyim dedigin biricik askindir. acaba oltayami geliyorum dersin ama senden baska icinde ki volkani bilen yoktur artik ask trenine 2 kisilik bilet almis yola cikmissindir. seyahatin en buyuk zevki onla gecen her saniyedir ama o tren birgun gelir kaza yapar.her sabah kalktiginda olan biteni ruya zannedersin yine onun o sicak eline elini koydugun zaman doktugun 1 litre terin yine akacagini ve yine onun sana selpak uzatisini hayal edersin ama hayat acidir bunu yine anlarsin cunku o ask treni kaza yapmistir ama senin kazan gercektir.kara topragi atarken terini silmen icin sana selpak uzatan askin artik kefenin icinde kendi basina yolculuga cikmistir, pesinden gitsem dogru yolu bulabilirmiyim dersin ama sen zaten onun gidisi ile sonu olmayan bir yola girmissindir. neyse bu kadar uzun entryler beni bozar.

takim tutmayan erkek

genelde arkadaşları arasında alay konusu olan,"ehehe milli takımı mı tutyon lan" dalga geçmelerine maruz kalan ancak belki de en doğrusunu yapan erkek türüdür.ayrıca bunların bir de futbolcu olup da profesyonellik adına takım tutmayanları vardır ki gayet karizmatiklerdir.iki türlüsü de hoştur.zira hemen hemen bütün erkekler takım tutmaktadır,farklı olan da dikkati çeker doğal olarak.sırf kızları etkilemek uğruna "ben takım tutmuyorum ya" diyen bir arkadaşım olmuştu.

futbolun ana tarihinde ozgurluk ve baskaldiris hatta bir devrimci eylem yatar ama su zamana gelindiginde ise futbol bir endustri, kapitalist sistemin icinde yer alan bir ogedir hatta 21. yuzyilin tanrisi olan televizyonu besleyen en buyuk damardir.benim anladigim futbol sokak arasinda tasla, teneke ve plastik topla oynananidir ama vizyonda olan kismi ise burjuva kesminin tatminlerini doruklara ulastirmak icin kurulan takim vb. seylerdir hatta sosyal mesaj verdigini sanip kendini halkin takimi, cumhuriyet gibi absurd sifatlarla halki ve isci sinifini iclerine almis gibi yapan burjuva tayfasinin reklam kokan hareketlerini izlemekteyiz.evet ben takim tutmayan biriyim ama saolsun gorsel ve yazili medya ne kadar uzak durmaya calissanda bir ucundan empoze eder olayi.

destek istiyorum

klasik amerikan filmi repliği. yalandır çünkü işin sonunda tek başına 12 kişi öldürür.

+officer vuruldu
-sktr et onu dal sen
+ama destek istiyorum
-kartallar yalnız uçar aslanım

rembetiko

1935 yunan yonetmen costas ferrisin 1983 yapimi, 1984 berlin film festivali gumuş ayi odullu draması...

bir ege muzigi turudur. turkiye'deki evlerinden surulen, yunanistan'a alisayim derken orada da kabul gormeyenlerin ( rembet) acilarini, anlatan muziktir.

ankarada bulunan bir barın ismidir.eski yeri sakaryada ulan şu ansa hatay sokakta ikametkah eden güzel,şirin bi bar...

melih gokcek

2007 yılı yazında aynı anda şehirde 50 tane alt geçit yapmaya çalışacağını belirtmiş belediye başkanı. böylece ankaralılar 3 ay sabredip, yaz sonunda rahatlamış bir trafikle karşılaşacakmış ben bu hikayeyi yıllardır dinliyorum. daha sonra da en az 30 tane daha yapmak gerekiyormuş ki trafik sorunu bitsinmiş. kendisi de çok iyi biliyor alt geçit yapmakla bu sorun halledilmez ama en kolay para bu işte tabii, bak belediye çalışıyor desin ot kafalılar oylarını da versinler, e daha ne ister bir belediye başkanı? adam mustafa kemal'in ankara'sını yok ediyor yıllardır göz göre göre şuraya en ağırından neler yazmak isterdim ama.....

yahya karsligil

bu amcam yıldızda bil. müh. bölüm başkanlığı yapmış ve oradaki öğrencileri tarafından çok sevilen(4 yıl aynı dersten kalanlar var)
hattaki o kadar sevilirki kendisi bölümdeki bi takım öğrenci grubu(%80'i) yahya hocanın okuldan emekli olmasını beklemektedir bölümü bitirmek için.
yıldız macerası 33-40 yıl arası sonrası bitti ve kabus bu seferde beykent üniversitesi öğrencilerine başladı
sene 2006 ve o şimdi bekent üniversitesinde

hititler

tarihte anadolu'da hüküm sürmüş bir devlettir. hint-avrupa dil ailesi'ne dahil bir dil konuştukları için hint-avrupa kökenli bir topluluk olduğu kabul edilmektedir. m.ö. 2000 yıllarında anadolu'ya göç ederek yerli hatti beylikleri üzerinde hakimiyet kurdukları bilinmektedir.anadolu'ya geliş yönleri, kafkasya üzerinden, çanakkale boğazı'ndan ya da karadeniz'den olmalıdır. en genel kabul gören görüş, kafkasya üzerinden anadolu'ya indikleri yönündedir.

tarihteki ilk kralları kuşşara kralı pithana'dır. İlk yerleşim yerleri ise kuşşara'dır. pithana'nın oğlu anitta zamanında başkentleri neşa (kaniş) olmuştur. anita, hatti krallığının başkenti olan hattuşa'yı (boğazköy), çok büyük hazineleri olduğunu tahmin ederek kuşatmış fakat şehirde herhangi birşey bulamayınca kızarak şehri tamamen yakıp yıkmış ve ünlü lanetini savurmuştur “geceleyin yaptığım bir saldırı ile şehri aldım. yerine yaban otu ektim. benden sonra her kim kral olur ve hattuş’u yeniden iskan ederse gökyüzünün (fırtına tanrısı’nın) laneti üzerinde olsun.”

daha sonra anita'nın soyundan gelen torunu hattuşa'yı bu kez hitit krallığının başkenti yapacak ve kendisine de hattuşili adını verecektir. hattuşa antik kalıntıları bugün unesco'nun dünya kültür mirasları listesinde yer almaktadır.

hititler yerli halkın ekonomik ve kültürel etkilerinden etkilenerek dil ve dinlerini benimşemiş ve ırklarını hatti ırkının içinde eritmişlerdir.

hititler, asurluların anadolu’ dan çıkma zorunda kalmasıyla devlet idaresini ellerine almışlardır. anadolu’nun yerli halkıyla kaynaşıp hitit devleti’ni kurmuşlardır. bu devletin kurucusu labarna‘dır. başkenti ise hattuşa’ dır. (boğazköy)

hitit tarihi m.ö. 1650-1450 eski krallık ve m.ö. 1450-1200 hitit İmparatorluk devri olmak üzere iki safhada incelenir. hitit devleti'nin kuruluşundan itibaren, sanattaki mezopotamyalı unsurlar kaybolarak, anadolu'nun yerli sanatıyla birleşmiştir. sanatta, boyutları büyümüş anıtsal eserler ortaya çıkmıştır. mabetler, saraylar, sosyal yapılar, kaya kabartmaları ve orthostatlarla (bina cephelerinde alt sırada yer alan kabartmalı taşlar) önceki sanattan ayrılır.

aslında hattiler'e ait olmasına rağmen hitit güneş kursu olarak anılan törensel nesne, hititlerin sembolü kabul edilir.

hitit adı eski ahit'e göre uydurulmuş bir isimdir. bugün hitit diye anılan bu halkın kendilerine "nesi dili konuşan" anlamında nesili dediklerini biliyoruz. hititler kendilerine "neşalılar" diyorlardı.

roads

bağımlılık yaratan, depresif ruh halinde dinlenilmemesi gereken, muhteşem bir şarkı. sözleri;

ohh, can't anybody see
we've got a war to fight
never found our way
regardless of what they say
how can it feel, this wrong
from this moment
how can it feel, this wrong
storm.. in the morning light
i feel
no more can i say
frozen to myself
i got nobody on my side
and surely that ain't right
and surely that ain't right
ohh, can't anybody see
we've got a war to fight
never found our way
regardless of what they say
how can it feel, this wrong
from this moment
how can it feel, this wrong
how can it feel, this wrong
this moment
how can it feel, this wrong
ohh, can't anybody see
we've got a war to fight
never found our way
regardless of what they say
how can it feel, this wrong
from this moment
how can it feel, this wrong

thom yorke

insanı delirten,dinlendiren,ağlatan,düşler sokağına atan sonrada ordan kendine doğru çeken öpüp tekrar oraya fırlatan,tribe girmeyi sağlayan,güldüren,kanını çekip alan ve kendı kanını enjekte eden,insanda uyuşturcu etkisi yaratan,insanı öldüren sonra tekrar dirilten,insanı döven sonra da seven sese sahip olan yüce bir insan...

harrowdown hill

thom yorke un son albumu the eraser dan cıkan ilk şarkı.

ısıklar kapanıyor,sadece thom yorke ve de şarkısı,bir anda kan dolaşımı hızlanıyor,kalp atışları ritimle dans ediyor ve o sırada thom yorke:
"don’t walk the plank like i did
you will be dispensed with
when you’ve become inconvenient
up on harrowdown hill
by where you used to go to school
that’s where i'm lying now
did i fall or was i pushed?
and where’s the blood?"
diye bir başlangıç yapıyor ve kalkıyoruz ,koşmaya başlıyoruz ama belirsiz bir yolda,öykülerde anlatılan ıssız ıslak ve karanlık yolların birinde...ve thom yorke devam eder
"but i’m coming home
to make it all right
so dry your eyes
we think the same things at the same time
we just can’t do anything about it"
sonra vardığımız noktada kafamızı kaldırıp gökyüzüne bakıyoruz.ve thom yorke gokyuzunden boşalan yağmur edasında biz gökyüzüne bakıp hayal kurarken:
so don’t ask me, ask the ministry
we think the same things at the same time
there are so many of us
oh you can't count.
ve tekrar koşmaya başlarız.o sırada yol thom yorke olur:
dry your eyes
can you see me when i'm running
away from there?
i can’t take the pressure
no one cares if you live or die
they just won’t be gone
bize tuzaklarından bırını kurar ve de düşeriz o sırada thom yorke:
it was walking to the back down harrowdown hill
it was a slippery slippery slippery slope
i feel me slipping in and out of consciousness
i feel me

der ve ışıklar açılır büyü bitmiştir...

askeriyeden nefret etmek

bir takım sitelerde karşıma çıkan ve insanların ne kadar zavallı birer organizmalara dönüştüğünü görmeme sabebiyet veren durumdur. "kısaca" açıklamak gerekirse dünyanın yazılı tahihine bakacak olursak savaşsız geçmiş bir yıl yoktur. insanda varolan açgözlülük, ego ve buna benzer kavramlar yüzünden savaşlar olur ve olmaya da devam edecektir. bir milletin bağımsızlığının teminatıdır ordu. eğer güçlü bir ordunuz ve içinizde vatan sevgisi yoksa ırak, lübnan vs nin başına gelenleri yaşarsınız. bir şeyleri bahane eder kafanıza bombaları yedirirler ve siz o zaman "nerde lan bu ordu?" die dövünürsünüz. içinde bulunduğumuz coğrafyamızın durumunu dikkatle inceleyin hatta o küçük beyninizi kasmayın gelişi güzel bile olur. ve ordumuzun başımızda güçlü bir şekilde olduğuna şükredin. ordudan nefret etmeyin orduyu destekleyin. keşke ordular olmasa. keşke savaşlar hiç olmasa. keşke o kadar özgür olsak ki götüme incir yaprağı takıp dolaşabilsem. ama keşkeler yok. gerçekler var. değişebilecek gerçekler var değişmesi mümkün olmayan gerçekler var. güçlü bir ordu güvencesinde başı dik türkiye görmek istediğimiz tek gerçektir...

jawaharlal nehru

hindistan'ın ilk başbakanı.
pakistan'ın bağımsız olamaması için mücadele vermiş, fakat muhammed ali jinnah pakistan'ı bağımsızlığına kavuşturmuştur. bu sırada çıkan mücadelelerde keşmir sahipsiz kalmış, sahipsiz kalana kadar onbinlerce insanın canına kıyılmıştır.
nehru'dan sonra kızı İndra gandhi başbakan oldu.

gaia

ünlü yunan derleyicisi hesiodos’un theogonia’sında anlatılana göre dünya oluşmadan önce sonsuz boşluk – khaos vardı. khaos’tan gaia yani toprak, sonrasında eros çıktı. gaia, khaos ile birleşerek yer altı dünyası tartaros’u yarattı. sonrasında gaia tek başına uranos (gök) ve pontos (deniz)’u yarattı. kendi oğullarıyla birleşerek gelecek nesilleri oluşturdu, bu nesillerin kaderini kısmen belirledi.

Mustafa Kemal Ataturk

büyük idol büyük bir komutan ve eşsiz bir devlet adamı..

lord kinross "atatürk;bir milletin yeniden doğuşu"adlı eserinde

"kemal atatürk'ün çağımızın en büyük adamlarından biri olduğuna dair, zihnimde en ufak bir şüpje yoktur.gerçekten türkiye, atatürk'ün son on yılında başarmış oldukları ile batı'nın bazı milletilerini etkiledi.ancak bu milletlerin liderleri atatürk'ten çok farklı olarak, demokrasinin değerini tehtid edici bir güç olarak gördüler.almanya'nın hitler'i hür milletini esarete götürmüş; atatürk ise esaret altındaki milletini özgürlüğe kavuşturmuştur.İtalya'nın mussolini'si, sivil olduğu hâlde başkomutanlık sevdasına düşmüş; buna karşılık atatürk, askerlik görevinin bittiğine inandığı anda sivil hayata geçmiştir.gerek hitler, gerek mussolini, toprak kazanma hırsları ile komşularının haklarına tecavüz etmişler ve bir imparatorluk sevdasına kapılmışlarıdr.atatürk ise bunun tam tersini yapmış; bir imparatorluktan bir millet çıkarmıştır."

flash

flash flashh değerli

karınca yumurtası

çalındı. sadede gelelim...
macromedia'nın studio paketi içersindeki en işe yarar programlarından. vektörel çizim yapılabildiği gbi, animasyonlar, interaktif siteler de oluşturulabilir.
iki maske yaptı diye kendini flash biliyor zanneden kişilere bir adet actionscript tutorial'ı tavsiye edilir. zira actionscript, flash'ın özüdür, canıdır ve de ciğeridir.

ogame turkuleri

xacc'nin bestesi güftesii
of aman da aman of
karadağlarin muhribi de muhribi,
vurulmusta dibe vurmus kerimoglunun puani da puani

of aman da aman of
birinci evrenle su dokuzun arası
yakti da beni kerimoğlunun komutasının karası

bad sector

harddiskte yandan yemiş registerlara verilen karizmatik isim. format atarken "quick"i seçerseniz, bad sectorler de sağlammış gibi davranılır ileride bir dosya yüklemek için bu bölümler de kullanılmaya çalışılır, kullanamadığını görünce sağlam yerler arar, bu da yükleme zamanını arttırır. bu yüzden format atarken quick'i seçmek iyi bir alışkanlık değildir.

ibrahim muteferrika

müslümanlara kitap basılmasını sağlayacak matbaanın kurucusu kişidir, zira yahudiler, rumlar gibi gayri müslüm topluluklar kendileri için matbaayı kurmak için çok önceden izin alabilmişlerdir.

boot ini

windows xp açılırken, ntldr programının, işletim sistemi dosyalarının nerede olduğunu belirlemek ve sistem açılırken hangi seçeneklerin aktif olduğunu anlamak için başvurduğu dosya.
bozulduğu zaman windows açılmaz, düzeltmek için bootcfg aracınını kullanırız.

remote desktop

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc yarışması devam ede dursun. microsoft windows xp'nin sağlam bir özelliği. kendi bilgisayarınıza başka bilgisayarlardan ulaşabilmenizi sağlar. ya da sıkıştınız mesela, bir arkadaştan yardım almanız lazım:
bilgisayarıma sağ tıklar, properties'e girer, sonra da remote skmesine geçersiniz. "allow my comp..." ı tikler ve bilgisayarına dışarıdan bağlanmasına izin verirsiniz.
sonra programs'dan help and support'u seçer, remote desktop olayına gireriz. burada sihirbaz yardımıyla bir invitation dosyası hazırlar ve bunu ya paylaşıma açarız ya msn'den göndeririz ya da internete koyarız. bu dosyayı açan ve şifreyi doğru giren kişi bizim bilgisayarımızı, sanki başındaymış gibi kullanabilir. ne güzel değil mi?

dns

şimdi fx15 hocam olay şu:
mesela dediniz ki ben google'a gitmek istiyorum, yazdınız www.google.com diye. iyi de bunu yazınca nasıl gideceksiniz direk. burada dns iş görür, yazdığınız google.com'u bir ip adresine dönüştürür, çünkü siz google deyince bir server'a (bildiğin bilgisayar)'a bağlanırsın. dns de bu adres çözümlemesini yapar.

khalkedon

yunanistan’ın kentlerinden biri olan megara’dan bir grup kendilerine yeni bir yurt kurmak amacıyla boğaziçi’ni geçerek kadıköy’e gelirler ve khalkedon’u kurarlar. yurtlarını savunma açısından daha korunaklı olan sarayburnu yerine kadıköy’e kurdukları için khalkedon’a “körler ülkesi” denmiştir

byzantion

yunanistan’da bir kent olan megara’lı bir komutan olan bizas, tanrı apollon’a adanan defli kehanet merkezi’ne giderek yurt kurmak için nereyi seçmesi konusunda fikir istedi. apollon rahibeleri ona“körler ülkesi”nin karşısını seçmesini söylediler. savunma açısından daha korunaklı olan sarayburnu’na şehri kurmuştur ve şehir kurucusunun adıyla anılmıştır.

kısır gününe gelen 7 teyzeye hoşgeldin deme olayı

kısır gününün tarihini unutup yada istihbaratın tam olarak alınmadığı durumlarda kaçınılmaz bir şekılde bu durumla karşılanılır.okuldan yorgun argın gelınmiş,üstüne üstük hoca ters köşe yapıp beklenılmedık yerlerden soruları sormuş ama cevap alamamıştır.ayakkabılar içerdeki ayakkabılıkta olduğu için herşey olağandır ve durumdan şupelinilmeden zile basılır ve kapı açıldığında içerden gelen östrojen kokularıyla birlikte olayın ciddiyeti kavranır artık yapacak bişey yoktur çunku gote giren şemsiye son görevini yapmalı ve açılmaıdır.tombul teyzelere görünmeden bir leopar edasıyla odanıza gitmek istersiniz fakat evin mimarisi buna izin vermez çunku karbonhidrat tüketen teyzelerın ikamet ettiği salonun önünde geçmenın durumu sizi korkutur.siz bir çözüm yolu bulmaya çalışırken ,elinde boş bir çay bardağıyla size doğru bir cisim yaklaşmakta olduğunu farkeder ve çaresizliğin tadına varırsınz .artık yapacak bişey yoktur çunku boş çay bardaklı teyze sizi deşifre etmiş ve diğer yandaşlarıda bu mesajı almışlardır.artık kadınlar hamamına dönen salonunuza girip görevinizi yerinize getirmelısiniz.

nemrut

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc--
sabahın erken saatlerinde, daha uykuya yeni dalmışken gündoğumunu izleme bahanesiyle uyandırılınca insanın birden sövesi geliyor. dağa tırmanmak için yola çıktıktan sonra 15 dk. daha yolda uyuma şansınız var. araçlar ancak yolun yarısında kadar gelebiliyorlar. zirveye ulaşmak için sabahın kör saatinde kalan bölümü tırmanmanız gerekiyor. temiz havadan dolayı ciğeriniz içeride parçalanıyor gibi hissedersiniz, ciğerinizin yanması bir taraftan, nefes nefese kalmanız, yorulmanız diğer taraftan… hemen yanınızda elindeki bastona tutuna tutuna çıkan japon’u görünce kendinize kısmen söversiniz…
zirveye çıkarsınız soluk soluğa, artık nefes alamazsınız ne ağzınızdan ne burnunuzdan. bu arada kimi akıllı arkadaşlarınız yolun yarısını eşek sırtında gelirler, siz de bu duruma için için kızarsınız.

grup artık toplanmıştır zirvede, heykellerin önünde güneş beklenir. zirveye çıkarken size yük olan battaniyeler artık işe yarar çünkü tepede kıçınızı donduracak kadar soğuk vardır. yavaş yavaş güneş ışıklarını tepenin ardından göndermeye başlar. kameradan takip edebilirseniz ilerleyişinin her anını görebilirsiniz. nefessiz izlersiniz. sadece iki dakika sürer ama ciğerinizin patlama ihtimaline değer.

alternatif morpheus ile neo diyalogları

n: abi göte giren şemsiye açılır mı?
m: senin bu sürümünde yok ama cypher üzerinde çalışıyo, gelecek sürümünde işallah götünden şimşek çaktıranı da yapacaz

n: abi koluma şöle siyah bi "only god can judge me" dövmesi yaptıriyim diyorum ne dersin?
m: güzelim önümüz ramazan kurcalama orları (fazla mı bulanık mantık yükledik ne kafası karıştı ...)
n: efendim abi, ne dedin?
m: güzel olur diyorum, dj shadow service pack 4.07'nin yamasını da atarız

n: abi içimde bi boşluk var, bırakiyim bu işleri diyorum, gidiyim güneyde bi yere yerleşiyim, tirinity'yi de alıyim çoluk çocuğa karışıyim, biraz da kendime zaman ayırıyim diyorum, ne dersin
m: tabi tabi süper fikir, küçük pembe panjurlu, çelik kapılı, çitli bi evin olsun bi de köpek, sikimin anteni, o film yandaki sette oynuyo sen setleri karıştırdın

msn de ileti gönderilecek kişileri karıştırmak

ok pis göt olabileceğiniz durumdur.msn'de bir hatunla yazışıyorsanız,bir taraftan da dostlarınızdan biriyle kızla neler yazıştığınızı konuşuyorsanız meydana gelebilir.çok dikkatli olmak gerekir.aksi takdirde kıza ''hacı hatun çok pis yavşıyo yeaa'' ya da ''olum ben bu hatunu yapıcam gör bak bir haftada verir bu'' şeklinde iletiler gönderebilirsiniz,fenadır.

sanat filmi diye...

her genç oyuncunun hayalidir bir sinema filminde oynamak , hele ki gerçekten idealist oyuncular için şaaşalı bir filmde oynamaktan ziyade bir sanat filmi ile sinemaya adım atmak gerçekten önemlidir. ille konservatuar mezunu olmasına ya da konservatuar'da okuyor olmasına gerek yok bu arkadaşın , olaya tamamen bodoslama bir şekilde girmiş de olabilir.

anlatacağım şey özellikle bu ülkenin 70 - 80 arası kuşağında sık görülen bunun yanı sıra artan tecavüz , taciz , çocuk pornosu olayları nedeniyle aynı sinema akımına geri dönülmesinden korkmamın bi yansıması niteliğindedir. velhasıl kelam efendim günümüz toplumunda da çok büyük yüzde ile karşılaşabileceğimiz olaylar silsilesidir.

gencecik ve cinsiyeti erkek olan bir arkadaşımız oyunculuğa merak sarıyor ve bu merakını bilen aile erkanından olabilir , mahalle çevresindeki abilerden olabilir artık her kimse bir abi diyor ki benim askerlik arkadaşım olan biri amatör filmleri vardı sana da bir rol verir belki. seviniyor bu duruma elemanımız abisinin verdiği adrese gidiyor. adresin de neresi çıkacağı belli ve klasiktir zaten ; beyoğlu'nun arka sokaklarında pis bir apartman dairesi. bu onu engellemiyor basamakları tek tek çıkıyor ve kapıyı çalıyor...

(zırrrrrr)

- kim o ?
+ beni levent abi yolladı bir rol şeysi varmış sanırım.
- hangi levent o ?
+ 4. levent hehehe
- şaka mı bu ? yoksa abin padişah mı ?
+ eeee kapıyı açsanız da girsem diyorum artık.
- açayım ama mizah anlayışını tutmadım. geç içeri.

beyoğlu'nun arka sokaklarında pis bir apartman dairesinden beklenecek derecede iğrenç bir ofise giriş yapılır. oturulur. sigara ve çay ikramı konsepti uygulanır ve bilgi alma işlemine geçilir.

+ tam olarak ne tür filmler çekiyorsunuz ?
- sanat diyelim.
+ diyelim derken ?
- e demezsen sanat olmaz cağnıııım kah kah kah
+ he he he benden aşağı kalır yanınız yok vallahi. hangi kitleye hitap ediyorsunuz diyeyim ben size...
- vallahi isteğe göre şekil alıyoruz biz. isteğe göre orta karar filmler de çekiyoruz ama taliplisi pek yok maliyeti çıkaracak kadar talep olursa çekiyoruz onu da.
+ sanatı dallandırışınız pek bir garip çünkü kadın , erkek diye ayrılan bir sanatı ilk defa görüyorum.
- sürrealist diyebilirsin o zaman.
+ ne alaka ?
- geç içeri hele sürünce anlarsın ne alaka olduğunu hahahahaa...

arka oda muhtemelen amatör kamera ile çekimlerin yapıldığı yerdir. sigara dumanı , iğrenç bir yatak , on yıldır değiştirilmemiş bir nevresim takımı , bir kadın , kameralar , yönetmen... tek eksik olan erkek oyuncudur o da bulunmuştur zaten. kimse inanmaz bu adamlar " zorla oynatıldık " dediğinde ama zorla da oynatılırlar çünkü aynı odanın içinde izbandut gibi iki adam her an dönen çarklarına ortamdan kaçarak çomak sokabilecek bir tehlikeye karşı tetikte beklemektedirler.

+ bu muydu yani sanat ?
- nesini beğenmedin onu anlamadım...
+ sanat sanat içindir diye bilirdim ben. hani hiç olmadı sanat toplum için de olabilirdi ama sadece sizin için olacağını hiç düşünmemiştim.
- biz sanattan anlayan adamlarız.
+ bu şekilde mi ?
- he ya...
+ nedir ki bunlardan beklentiniz ?
- oscar. ahahahaha
+ o zaman al oscar'ı eline...
- hasss....
+ işte premier lig bu !
- pişman mısın ?
+ değilim ama yüzüm görünsün istemiyorum beni anlayabiliyor musun ?
- sen nasıl istersen. muck

reklamlarda halkın içinden diyip artist oynatmak

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc--bir kaç kere denk geldiğim durumdur. hani olur ya dove yedi gün testi, yumurta'nın çürük tarafı olan ipana reklamları gibi reklamlar işte onlarda böyle " halkın içinden insanlar bunlar , kullandılar memnun kaldılar " edası verilmek istenir ama ne kadar ?

mesela gittiğim tiyatrolardan ya da ne bileyim adı çok duyulmamış filmlerden gördüğüm bir çok oyuncuyu bu tür reklamlarda " halkın içinden insan " olarak görmek garibime gidiyor. bilen biri için hiç bir inandırıcılığı kalmıyor. yine de bunu abartıp harbiden tanınmış kişileri " doktor , avukat " vs.. gösteren reklam sahibi firmalar da yok değil hani.

yine de insan düşünmeden edemiyor vibratör için nasıl bir reklam olabilirdi ? " halkın içinden " rolünü oynayacak biri çıkar mıydı ?

erdil yaşaroglu

plastip show ile tanınmış, limon, l manyak, penguen dergilerinde karikatüristlik yapmış insan. marlon[ ve komikaze adlı eserleri vardır. ayrıca www.komikaze.net internet sitesi de 99 yılından beri açıktır.

bunun yanı sıra ;

bi tek benim mi başma geliyo?
geçen gün telefonum çaldı.
hafif kırık sesli bir erkek sesi:
- İyi günler erdil bey, ... bankasından arıyorum.
bir kampanyamız var, size onu anlatmak istiyorum vaktiniz varsa.

ben çok sıkıldığım için böyle şeylerden, nazikçe:
-çok teşekkür ederim, ilgilenmiyorum. dedim.
adam:
- ama sizin ... kartınız var, kullanıyorsunuz?
- eveet?
- İşte onunla ilgili çok güzel bir kampanya!!!
yine nazikçe reddettim:
- anlıyorum ama ilgilenmiyorum...

kısa bir süre sessizlik oldu ve karşıdakininin bozulmuş sesi geldi.
- asıl biz sizinle ilgilenmiyoruz beyfendi!

buyur...

-------------------------------------------------------

salaklık yaptım
geçen gün bi arkadaşımın çalıştığı gazeteye uğradım.
yerinde yoktu.
sekreter dedi ki:
- yardımcısı dilek hanım içerki odada. bi onla görüşün isterseniz...

ben de odaya girdim. İçinde bir adam ve bir kadın vardı.
dedim ki:
- afedersiniz, dilek hanım hanginiz acabaa?

İkisi de bana bakıp gülmeye başadı.
allahtan gazetedeydim. arkadaşım kasapta falan çalışıyo olsaydı, şimdi kesilmiş, kıçımda kırmızı peçeteyle bir vitrinde sergileniyo olurdum...

--------------------------------------------------------

yazılarıyla beni yarmış bir şahsiyettir.

bu kirli dünyaya cocuk getirmek istememek

dünya'nın gidişatından yakınan çiftlerin " biz çektik bari başkasına çektirmeyelim " diyerek ortaya saldıkları yandan yemiş bir felsefe.

çeşitli kavgalara sebebiyet verebilir ;

- bu kirli dünya'ya çocuk getirmek istemiyorum berkant
+ sevişmek istemiyorum desene sen şuna
- çocuk getirmek istemiyorum !
+ İyi iyi önceden gelmişlerinden alırız bir tane !
- evlatlık desene sen şuna
+ önceden gelmişlerinden !

- bu kirli dünya'ya çocuk getirmek istemiyorum murtaza
+ lan manyak karı 9 tane çocuğumuz var şimdi mi söylüyorsun bunu ? !!!
- ne bileyim şimdi aklıma geldi !
+ ohhhhhhhhjj ... al anasını satayım 10 oldu !
- erken geldin...
+ sen de geç söyledin !

moby

eşi benzeri olmayan bir müzik adamı...bir efsane...
albüm yapmak eyleminin hakkını veren bir müzisyen,şarkıcı,çalgıcı...ritim insanı...
extreme ways
natural blues
porcelain
feeling so real
lift me up
in this world
why does my heart feel so bad
in my heart
honey
beatiful
we are all made of stars
south side
dream about me
god moving over the face of the waters
feeling so real
find my baby

edit: asıl adı richard melville hall.bu bildiğimiz moby dick ile bir münasebeti sebebiyetiyle artık saygıdan mıdır/sevgiden midir böyle bir isim kullanmaktadır.

aynı suda ikinci kez yıkanamamak

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc/ doğada her şeyin , tüm canlıların , nesnelerin bir devinim halinde olduğunu bu yüzden de aynı şeylerin hiçbir zaman aynı etkiyi vermeyeceğini anlatan herakleitos sozüdür. " öyleyse benim aynı kalmam da mümkün değil. bendeki değişimi fark edememek senin yanılgını oluşturuyor " şeklinde devam eder. ondan sonrasını ise maalesef bilemiyoruz. büyük ihtimalle geyiğe sarmış ve konuşmaları kayıt dışı kalmıştır.

- aynı suda ikinci kez yıkanamazsınız. öyleyse benim aynı kalmam da mümkün değil. bendeki değişimi fark edememek senin yanılgını oluşturuyor.
+ eee abi ?
- git bir abdest al gel diyorum cenabet herif
+ o değil de laf güzeldi abi.

- aynı suda ikinci kez yıkanamazsınız. öyleyse benim aynı kalmam da mümkün değil. bendeki değişimi fark edememek senin yanılgını oluşturuyor.
+ nasıl yani ?
- değiştim diyorum oğlum , değiştim.
+ ne gibi bir değişim ?
- döndüm anasını satayım !

Mustafa Kemal Ataturk

gafil, hangi üç asır, hangi asır,
tuna ezelden türk diyarıdır.
bilinen tarih söylememiş bunu,
kalkıyor örtüler, örtülen doğacak,
dinleyin sesini doğan tarihin,
aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak.
yaşanan tarihi gömüp doğru tarihe gidin.
asya'nın ortasında oğuz oğulları,
avrupa' nın alpler' inde oğuz torunları,
doğudan çıkan biz, batıda yine biz;
nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz.
hep insanlar kendini bilseler,
bilinir o zaman ki hep biriz.
türk sadece bir milletin adı değil
türk bütün adamların birliğidir.
ey birbirine diş bileyen yığınlar!
ey yığın yığın insan gafletleri!
yırtılsın gökteki gafletten perde,
hakikat nerede?

ne kadar bilinir bilmem ama bu şiir atatürk'ün yazdığı tek şiirdir. derin anlamlar içermektedir.

loser

amerikan kültüründe hayatta başarısız olan, valesi hep elinde kalan, hep son dakika golü yiyen, kısacası daima kaybeden insanlara verilen ad. bugünlerde ülkemizde de "adam tam bir loser" diyen insanlara rastlanmaktadır.

tirnak yemek

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc--lise hocamın ,tırnak seven bir arkadaşıma verdiği ayar :
+burak ne yapıyosun ?
burak oldukça rahat bir kişilik ve hocayı sallamadan
-tırnaklarımı yiyorum hocam...
+güzel, benimde ayak tırnakları uzamıştı bir ara uğrasana öğretmenler odasına,
burak o dakıkadan sonra sınırden parmaklarını yemektedır.

msn de yazilanin karsi tarafa gitmemesi

beyinde oluşacak olan hasarın gönderilmek istenilen mesajın önemiyle doğru orantılı olduğu bilinir. karşı taraf sana laf sokup ve sen ona destan yazmışsan ve bunu karşı tarafa bir türlü kapak yapamıyorsan bu dünya üzerinde yaşanabilecek en büyük hayal kırıklıklarından birisidir. sindirim yoluya hazmedip pembe tablolar çizecek durumda olamayacağından dolayı insanın bununla yaşamayı öğrenmesi lazımdır. ama bu hayal kırıklığıyla yaşamak her baba yiğidin harcı değildir ve bu bir kısır döngüdür. bu döngü gerçeği kabullenilip msn resetlenir.

abazan harekati

ilki 1998 yılında ikincisi ve en çok ses getireni 1999 yılında bornova ogrenci yurdu'nda elektriklerin kesilmesi sonucu gerçekleşmiş takribi 1000 kişilik olağan öğrenci ayaklanması. bu hareket beraberinde bir çok yeni sloganı da gündeme getirmiştir. unutulmaz, anlatılmaz yaşanır.
sutyene hayir memelere ozgurluk
yurtkur uyuma abazana sahip cik
elektriklerin gelmesi sonucu binlerce abazanın dört bir taraftaki erkek bloklarına dağılması ile neticelenmiştir

gloria jean s coffees

starbucks dan farklı olarak kahvelerin veya diğer yiyecek- içeceğin garsonlar tarafından, cam bardak (veya porselen tabak) larda servis edildiği mekan.
chillerların her çeşidi kişisel zevkinize göre bence karamel örneğin ve créme brulée latte ve mocha caramelatte naçhizane önerilerimdir.

badi ekrem

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc--hababam sınıfı'nda şener şen'in canlandırdığı, gaza gelmede sınır tanımayan beden eğitimi öğretmeni karakteri.

-hocam
-efendim?
-biz size kırgınız...
-hayrola neden?
-niye söylemediniz?
-neyi?
-izci olduğunuzu.
-öyle miymişim?
-tabii ki.. kupalarınız varmış...en iyisiymişsiniz..
-ehem...evet gençliğimde ben de biraz izcilik yaptım...

olaylar gelişir.

sorunsal

anlamını bir türlü çözemediğim, "sorunu" yada "problemi" kelimesine oranla daha bir "havalı" olduğu zannedilerek kullanılması daha bir popüler olan kelime.

mor catiya siginan erkek

sağnak yağıştan ya da kapkaçtan kaçmadığı sürece,hanımının hanımı olmuş,çocukluğuna inilmesi gereken ,üstüne bir de yanlış sosyal kuruma sığınmış erkekimsi.

4 4 2

futbolun en bilindik düzenidir. çeşitli varyasyonları olmakla beraber, temelde iki stoper, sol ve sağ bekler, sol açık, sağ açık, sol iç, sağ iç ve çift santrfordan oluşur.

bas harfi ben

birden bire hayatının tümü oldun tümcesinde popçumuz onun hayatının tümü tamlamasında onun sözcüğünü kullanmamayı yeğlemiştir keza nakaratın sonunda sarfettiği adı lazım değil cümlesinde de aynısı mevcuttur.yani onun adı lazım değil baş harfi ben.burada da bir onun kelimesi bilerek düşürülmüştür.kenan bey şarkısında kendisinden 3.tekil şahıs tadında bahsetmiştir.tüm bu karmaşa için kendisini kutluyoruz.

amelie

bana göre vasatın altında 2001: a space odyssey in biraz üstünde bir film. herkes neyini beğeniyor anlıyabilmiş değilim umarım yalnız değilim. aslında spoiler yazacaktım ama o kadar da önemli değil; filmde tek gizemli şey, her makinada resmi olan adam o da bu makinaları tamir eden bi amcaymış. 6. his ten sonra amelie izlemek

cocuklarin sordugu garip sorular

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc--bir yemek programını annesiyle birlikte izleyen küçümen kız emine s bedel tarzındaki teyzenin bir paket margarini tencereye attığını gördükten sonra annenin maruz kaldığı soru
-anne,neden teyze tencereye sabun attı

muzigin sesini ac diye gelen komsu

an itibariyle apartmanımızda varlığını öğrendiğim komşudur.ilk aşamada insan acaba ironi mi yapıyor diye düşünür.ancak komşu ciddidir.uzun süredir dinlemek istediği ancak dinleyemediği şarkıyı dinlediğiniz için "biz dinleyemiyoruz bari sesini aç da duyalım" mantığında kapıya gelmiştir.sanırsam her üniversite öğrencisinin hayali olan komşudur.

insanin her seyi yapabilecek gucte olduguna inandigi an

genelde insanın kendini hiçbir şey yapamayacak güçte hissetmesinin ardından gelen andır.arada bir bünye gaza gelir.kişi kendine "he he" diyerek fazla havaya girmemelidir. düşüncede kalması kişinin hayrına olacak olan durum. eyleme dökmesi için yapılan her türlü teşebbüs bünyede ezik et çukurları, kanlı gözaltı torbaları oluşturabilir. örneğin alınan ağır alkol neticesinde oluşan alçak dağları kendi ellerimle yarattım düşüncesiyle sağa sola zıplayan kefal evriminin tamamlayıcısı mavzu bahis kişi evine eline verilmiş ilaç reçeteleriyle gönderilir. buradan çıkartılacak sonuç alkolu götümüzle değil ağzımız ile içeceğimizdir..

futbol

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc / bir dünya şampiyonası ya da şampiyonlar ligi finali dünyanın dört bir köşesinde birkaç milyar! insanı ekran başına toplayan ya da herhangi bir müsabakası bile binlerce insanın stadyumlarda toplanmasına neden olan, bugün dünyanın en sevilen, en ilgi çeken spor dallarından biri. aynı zamanda yaşlısından gencine, kadınından erkeğine pek çok kişinin tutkuyla bağlı olduğu bu spor dalında popülerlik bir yana şiddet, adına holigan denilen çevresine verdiği zararla anılan bir grup insanın varlığıda göz ardı edilemez. İlginçtir, futbol diğer spor dalları gibi ama onlardan daha fazla bir şekilde spor olmaktan uzaklaşmaktadır.bugünün futbolu kimi radikal görüşlerin ifade edildiği "futbol asla futbol değildir" binlerce insandan oluşan dolayısıyla kitle psikoojisinin en yoğun hissedildiği toplumsal bir olaydır. birçok insan sadece bir takıma mensup olmakla hayattaki yerlerini belirlediklerini düşünür rahatlarlar.şu da bir gerçektir kibirçok fakir ailenin çocuğu, imkansızlıklar içinden sıyrılıp, yetenekleri ve şansları sayesinde yükselmenin ışığı olarak görürler futbolu. buna olanak sağladığı bir gerçek ayrıca futbol bugün dünyanın en büyük endüstrilerinden biridir; transferler, naklen yayın hakları, kulüplerin yaptığı satışlar, futbol yıldızlarının reklamlarda kullanılması ve daha birçok örnek verilebilir buna.. zinedine zidan,roberto carlos, paolo maldini, gabriel battistuta, alessandro del piero, david becham marka olmuş kişilik bir çok futbol yıldızını, futbolla alakalı olsun olmasın hiç farketmez reklamlarda görmeye alıştık bile..
bir ülke nekadar gelişmiş olursa olsun dünyanın her yerinde futbol ve şiddet olayları aynı sahnede yer alabiliyor çünkü futbolda futbolcu ve taraftarlar ittikçe sportif ruhtan uzaklaşıyor ve bunun bir spor olduğu unutuluyor. oysa futbol kurallara uygun, centilmence mücadelenin; dürüstçe kazanmanın; onurla kaybetmenin; rakibe saygı duymanın güzelliklerini de barındırır...
birtakım sosyolojik, psikolojik, ekonomik hatta politik nedenlerden dolayı sportif ruhun kaybedilmesi, şiddetin doğması, bugün pek çok insanı rahatsız eden bir durumdur.
mustafa kemal atatürk'ün dediği gibi "zeki,çevik ve ahlaklı" olması gereken sadece sporcular değil taraftarlardır da.. unutulmamalı ki taraftar olmazsa oyuncuda olmaz, hiçbir spor müsabakasıda..
çoğumuzun bir takımı var..takım tutmak küçüklükten buyana sevgiyle bağlı olduğumuz takımın mücadelesini heyecan içinde izlemek yaşamın güzellikleri arasındadır ve bu güzelliğin devamı için futbolun ruhundan, gerçek amacından ayrılmamak gerekir. futbol herşeyin üstünde bir spordur!

flashback

anathemanın regret şarkısında vokalin bağırarak söylediği,insanı yokeden,flashback olmasını sağlayan kelime.geri dönüştür türkçe anlamı.oysa şu anlamı da vardır; uyuşturucu madde kullanıldığı sırada etkisini göstermez daha sonra beklenmedik bir anda etkisini gösterirse flashback olunmuştur.

one last goodbye

grup üyelerinden vincent cavangh ve de danny cavangh kardeştirler.one last goodbye ı ölen anneleri için yazmışlardır.parisienne moonlight ta bu şarkıya cevap niteliğindedir.

sevgiliyi gecmisinden kiskanmak

İnsanın içten çürümesi demektir!kafana takarsın,büyütürsün,dayanamaz patlarsan,kaybedersin!beraberinde direndiğiniz sıkıntılarda varsa birden bir bakarsın yine sap kalmışın..düşünmemek lasım!ayrıca ukarda yazdiği gibi bir durumla karşilaşmamak için bütün kızlara ona göre yaklaşali!sen birini üzmüşsen, geçmişten birininde zamanında,senin şu an değer verdiğin insanı üzmüş olması gayet normal hatta müstahaktır!herkez samimi ve masum olursa,bu tip kıllanmalar olmayacaktır!

beykent universitesi

bilkentle kariştirilan,kardeş okul sanılan,paranla rezil olduğun,içindeki tikilerin bile çakma olduğu,fiziki şartlarından dolayı eğitimi fiziksel dayanma üzerine veren,hırsız polis dizisine ev sahipliği yapan,içinde zaman alişacağiniz akıl almaz şeylerin yaşandiği güzide eğitim kalesi..

rusen amcanin oglu sedat

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc
--çocuk psikolojisinde denir ki; çocuğa verilmemesi gereken örneklerden biri de rusen amcanın oğlu sedattır. sedatın hangi boku neresiyle yediği önemli değildir önemli olan sedatın muhattabı çocuğun aynı boku yerken neler hissedeceğidir. her fırsatta kafasına kakılan çocuğun annesi veya babasının bu hisleri anlamasının mümkün olmadığını varsayarsak örneğe muhattab gösterilen çocuğun en kısa zaman da sedatı bulup "ulan sittin anamı geber de kurtulam ulann senden" diyip üzerine önce kezzap sonra benzin döküp yakması muhtemeldir. bu sebeple bir insanı kamçılamak için başka bir insanı o na örnek teşkil etmek suretiyle kafasına kakmak pek hayra alamet değildir.

olume yakin

orhan veli kanık şiiri

akşamüstüne doğru, kış vakti;
bir hasta odasının penceresinde;
yalnız bende değil yalnızlık hali;
deniz de karanlık, gökyüzü de;
bir acayip, kuşların hali.

bakma fakirmişim, kimsesizmişim;
akşamüstüne doğru, kış vakti
benim de sevdalar geçti basımdan.
şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış;
zamanla anlıyor insan dünyayı.

olürüz diye mi üzülüyoruz?
ne ettik, ne gördük su fani dünyada
kötülükten gayri?

ölünce kirlerimizden temizlenir,
ölünce biz de iyi adam oluruz;
şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış,
hepsini unuturuz.

sair esref

neyzen tevfik'in dostu aynı zamanda hocasıdır taşlama ustasıdır ağzının bozukluğu ile tanınır.

devri istibdatta söz söylemek memnu idi
söyler isen ağlatırlardı ananı
şimdi devri hürriyetteyiz
önce söyletirler, sonra .kerler ananı.

ikinci abdulhamid

iki kez meclis açmış ve bir kez kapatmış-açmak mecburen, kapatmak onun fikri-, babı ali baskınıyla devrilmiş osmanlı sultanı.
dönemi istibdad dönemi olarak da bilinir, sansür ve yasaklarla doludur. dönemin koşullarında çok lazım olduğu açık olsa da, günümüzde çokça eleştirilmektedir.
iyi bir marangoz olup, çok da yufka yüreklidir. bir gaziye, kendi elleriyle bir koltuk değneği yapıp hediye etmiştir.

al askini sok gozune

ironinin bu kadarı dedirten parcalardan biridir.klipte mfö nün o zamanki klibi ve mirkelamın her gece klibini kendi kliplerinde çok güzel bir şekilde eleştirmişlerdir.yanlış hatırlamıyorsam gruptan gökhan bir trafik kazasında hayatını kaybetmişti ondan sonra da müzik piyasasından çekildiler.geride kalansa ironi dolu şarkıları oldu.

sabah programlarinin kadrolu oyunculari

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc/ artık her sabah programında gormek mumkundur.parayı alan oyuncular birbirlerine atıp tutarlar.bu programların gorevi iki kişiyi barıstırmaktır.oyuncuların yaptıgı her kavganın yanında kamera da vardır.

ama programlara giden seyirciler hala bunlara yorum yaparak onları bi işe yarayan insanlar gibi gosterirler.

suni gubre

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc
. Genelde icinde amonyum nitrat barindiran ve tarimsal alanda kullanilan tarim bitkilerinin gelismesini saglar cok kullanimi sonunda yeralti sularini zehirlemeye kadar gider ayrica teroristler tarafindan bomba yapimi olarak kullanilir.

bahceye kacan topu kesen amca

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc büyük ihtimalle gün boyunca cam kenarında oturup ince belli bardağında çayını yudumlarken, sizin top oynamanızı izleyip, top bahçeye kaçar kaçmaz üstünde çizgili pijamaları, ayağında şapıdık terlikleri ve elinde ekmek bıçağıyla bahçeye koşuyor, sizi topunuzu kesmekle tehtid ediyordur. psikolojik çözümlemesine gelince, evde oturmaktan sıkılmış, kıskanarak sizi izlerken gençliğini hatırlamış, hantallığına ve göbeğine olan hıncını da topunuzdan çıkarmaya çalışmaktadır.

tuvalet kağıdı

insanoğlunun rahata ne kadar çabuk alışabildiğinin üzerinde yazı olmayan belgesi.
ilginçtir...kağıdı ilk kez imal eden insana buluşunun bir gün bu amaçla kullanılacağı söylense kimbilir ne enteresan diyaloglar yaşanırdı.

örnek;

+olum kağıt yaptım.çok ugraştım ama değdi.
-o ne ki?
+şole düz bişey üstüne yazı yazıyon.
-olum bi boka yaramaz soleyim.gotune tutar insanlar bunu
+hadi be ordan!bunla tarihi kaydetcez.gelecek nesillere aktarcaz.yazıdan sona en büyük buluş bu.bi de tekerlek var o ayrı...
-görücez.demedi deme

absinthe

hughes kardeşlerin yönettiği 2001 yapımı 'from hell' adlı 'karındeşen jack' uyarlaması filmde uzun uzun yer alan içkidir. dedektif rolundeki johnny depp film boyunca absinthe içtikçe, insanın film karesine giresi gelir.

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc

dişinin arasında hala susam taneleri vardı, diliyle alıp tükürdü yere, fakat o susam tanesi bile, o ışıldayan gözleri hatırlattı fikret'e. sormuştu bir gün nilda'ya beni ne kadar seviyorsun diye, nilda da şu simit taneleri kadar çok seviyorum seni demişti. evet duygusuzdu, ruhsuzdu, yaratıcılık fakirliği vardı nilda'da. ulan insan gökteki yıldız der, denizdeki su damlası kadar der, ne bu be, zaten kaç tane susam var ki halk simitin tanesinde. bunları düşünürken simit sarayındaki günleri geldi aklına, dizlerinin birbirine değdiği ilk günü. unutmaya çalışsa da, kızın simidi çaya batırıp öyle yemesini aklından çıkaramadı. evet tuhaf biriydi.
neyse hafifçe gülümsedi, haydi fikret bir cesaret dedi kendi kendine, hızlı aramada kayıtlı zaten, 1'e uzunca bas telefon kendisi arar. uzunca bastı, olmadı. defalarca yere vurulan, yine de "hadi bu defa da bozulmayayım" diyen batarya en sonunda ayaklanma çıkarmıştı, fikret sinirlendi buna, hem de çok, ölesiye...
parmakları şişene kadar 1'e bastı. telefondan bir hareket yoktu. mukadderat dedi. çok kullanırdı bu lafı. ota boka mukadderat derdi. neyse hala sinirliydi, "kim gidecek şimdi yazıcıoğlu'na kadar diye" bağırdı, cevap işitilmedi, evet yalnızdı çünkü. neyse bir hışımla evin kapısını açtı, tam o sırada msn'in o "dürürüt" gibi tırt sesini duydu, daha yeni giydiği ayakkabılarını çıkarttı, bilgisayara yönlendi, tam o sırada kapı zili çaldı . gelen en yakın arkadaşı hamdiydi.
-abi sen otur, msn'e kim gelmiş bir bakıp geliyorum dedi.
hamdi gitti misafir odasında, bira şişelerinden bulabildiği bir boşluğa oturdu. telefonla bataryayı gördü. bu dallama da kendini dağıttı iyice diyip birleştirdi ikisini. açma tuşuna bastı ve telefon açıldı. salak fikret bataryayı ters takmıştı.
-abi telefonunu alsana, dedi hamdi, bilgisayar başındaki fikret'e.
-oğlum çalışmıyor ki o, dedi fikret.
-e, ama baksana abi.
-hamdi, gözümsün, canımsın diyerek alnına bir öpücük kondurdu hamdi'nin. evet mukadderattı bu.
-abi, her neyse annem sana kek yaptıydı, onu getirmeye gelmiştim, ben kaçayım dedi ve gitti hamdi, her şey eskisi gibiydi; yalnızdı, telefon çalışıyordu.

atarax

anksiyete bozukluklarının semptomatik tedavisi ve yaygın anksiyete bozukluğunda kullanılan, 12 yaş altı çocuklarda kullanılmayan ve günde en fazla 100mg alınması gereken sakinleştirici ilaç.

tupras

türkiye petrol rafinerileri anonim şirketi. akp hükümetince, oferlere, koçlara ve shelle ayaküstü yok fiyatına satılmış, bu badem bıyıklıların ülkenin anasını tam olarak nasıl sattığını açıkça görmemize vesile olmuştur. yıllarca kurumlar vergisi şampiyonluğunu kimseye kaptırmamış, türkiyeye en çok kazandırmış, stratejik bir kurumdur. bu irticacı ipneler zaten ülkeyi gözden çıkardıkları için bu staratejik kurumu yahudilere ve amerikalılara satmakta bir sakınca bulmamışlardır. yarın diğer gün coniler bize bugün canımız sikkin size benzin satmak istemiyoruz deyip, kirli dolarlarını basarak aldıkları tüpraşın vanalarını kapattıklarında o ipne badem bıyıklıların makam arabaları ucukları da göt gibi ortada kalacak. hasittir biz ne yaptık diyecekler ama geç kalacaklardır. yazıktır. ayrıca tüpraş bu ipnelerin eline geçtiği için benzine mazota zırt pırt zam gelmektedir. biline, tavır alına...

ergenlikte tutulan gunlukler

sevgili gunluk,
ben ona bu kadar ilgi gosterirken,gozlerımı gozlerınden ayırmazken o gitti ust sınıflardan dananın birine gonlunu kaptırdı.sebebide onun yuzunde sıvılce yokmus.ben ergenlige yeni adım attım gunluk bu normal degil mi sence?
onu danacanla birlikte gorunce kendımı kolaya verdım inanırmısın hala gaz cıkarıyorum oyle kotu durumum anlıyacagın.sevgili gunluk benım sivilce kremi vaktim gelmis gorusmek uzere...

takrir i sukun

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc yaışması devam ederken tarihten bir kesit ile devam edelim .
1925'te, hilafetin kaldırılması ile ayaklanan muhafazakar kesimden olan şeyh said'in çıkardığı ayaklanma zorla bastırıldı. daha sonra düşürülen fethi okyar hükümetinin ardından kurulan hükümetin başına ismet inönü geldi ve o da muhalifleri sindirmek için bu kanunu hazırlattı ki dini politikayı siyasete alet eden herkesin yargılanmasını öngörüyordu ve hükümete olağanüstü yetkiler veriyordu, tüm isyancılar istiklal mahkemelerinde yargılandı; muhalif basın susturuldu, burada yazanlar yine yargılanarak mahkum edildi ve enson terakkiperver cumhuriyet fırkası da kapatılarak amaca ulaşıldı. darağaçlarının anababa günleri olduğu günlerdi vesselam.

statukocu

revizyonistlerin karşıtı olan, bugünkü durumdan gayet memnun olan, değişmemesi için çabalayan kişiler.
başka anlamda, bazı şeyler hiç yaşanmamış gibi yapılıp bir önceki düzene dönmeyi de isteyebilirler.
muhafazakarlarla ve xacc lerle karıştırmayalım.

msdos

bill gates bunu yazmadan önce, bir çok eleman bunun kat kat iyisini yazmıştır. ama gates'teki ışığı başka kimsede görmeyen ibm, işletim sistemi bursunu gates'e bağlamış ve o da bir dünya devini kurmuş.
microsoft ibm ilişkisi

ney

hz. ali kendisine verilen sırrı saklamalıdır. bir müddet dayanmış, kimse ile paylaşmamıştır. lakin bir gün kendini tutamayıp bir kuyuya “hu” diye haykırır. “hu” allah demektir. kuyunun civarında bulunan kamışlar rüzgarda sallanırken “hu” sesi duyulur.
neyin çıkardığı ses, insan sesine en yakın enstrümantal sestir.
tasavvuf inancında insan ve neyin benzerliği sıkça kullanılır. ney 9 boğumdan yapılmıştır, insan 9 ayda oluşur ve doğar; gırtlağında 9 boğum vardır. neyin 7 deliği vardır, insanın da 7 manevi deliği vardır. bu delikler kapandığı zaman her şey bitmiştir.

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc devam ederken blogumuz an itibari ile uçmuş durumda. Biraz link çalışması yapıyorum ne kadar işe yarayacak göreceğiz. Dün ilk kez başlığı ve description u değiştirdiğimde 8. sıradan giriş yapmıştı. Translate ile birkaç ingilizce yazı atmıştım. Bakalım ilerleyen günler neler gösterecek .

anneme mektup

"ben bu gurbet ile düştüm düşeli,
her gün biraz daha süzülmekteyim.
her gece, içinde mermer döşeli,
bir soğuk yatakta büzülmekteyim.
böylece bir lâhza kaldığım zaman,
geceyi koynuma aldığım zaman,
gözlerim kapanıp daldığım zaman,
yeniden yollara düzülmekteyim.
son günüm yaklaştı görünesiye,
kalmadı bir adım yol ileriye;
yüzünü görmeden ölürsem diye,
üzülmekteyim ben, üzülmekteyim

necip fazıl kısakurek"

besik kertmesi

çok kısa süre gösterilmiş meltem cumbul ile olgun şimşek'in aynı köyün çocukları olması ve beşik kertmesi olması ama meltem cumbul'un ailesinin büyükşehire göçü ve meltem cumbul'un çok ünlü bir artis olması ile değişien olayların anlatıldığı dizi.olgun şimşek kısır köyün son umudu olarak büyükşehire gelir ve meltem cumbul'u aramaya başlar, kısır köyde çocuk için son ümit budur ve olaylar gelişir..

forrest gump

kitabıyla inanılmaz bir tezatlık gösteren film. 2si de ayri ayri guzellige sahiptir ancak filmdeki tüyün ucusu ve manası robert zemeckis tarafından cok iyi verilmistir. robert zemeckis ayrıca bircok unlu filminde yonetmenidir. en son animasyon olan hayaletli evde yasananları anlatan filmi koordine etmistir..

philadelphia

tom hanks'e oscar ödülünü getiren homoseksüel ve aids hastası olduğu için işinden kovulan avukatın hukuk mücadelesini anlatan film..diğer oyuncu danzel washington..

candan ercetin

"johnny tu ne's
le meteque
la vie en rose
en iyi soyledigi fransızca sarkilar
dehset hatun"

yagmur kacagi

elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni

geceleri bir çarpıntı duyarsan
telaş telaş yağmurdan kaçıyorum
sarayburnu' ndan geçiyorum
akşamsa eylülse ıslanmışsam
beni görsen belki anlayamazsın
içlenir gizli gizli ağlarsın
eğer ben yalnızsam yanılmışsam
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni

attila ilhan

sessiz

kavun kokulu odaların rahiyasıdır
karışan sulara
senin fikrinle yoğrulmuş bir eser yoktur
yüzümün sana tıraşlanmış bölümünde
çoğu çiçekli
kimi şarkılar geçer aklımdan
sesime sesim dökülür
bir ıssız bir mutlu koro başlar
ardından
şarkıya
çünkü benim sessizliğimde
seninde susuşun var.


yılmaz erdoğan

sen ve ben

"geleceğim, bekle dedi, gitti
ben beklemedim,
o da gelmedi
ölüm gibi birşey oldu.
ama kimse ölmedi

senin için,
o mu, diye sordular
o değil dedim onlara
anladılar.

özdemir asaf


"

bende sana yetecek kadar ben kalmadi

sus pus olmuş, puslu bir istanbul muydu yüzün, yoksa çok bildik hüzünler mi taşınmıştı yüzüne dolmabahçe'de, çay tadında.... divit ucuyla yazılmış bir aşkın sureti vardı avuçlarında, tarih bir başka iklimin kıvamını gösteriyordu. ben rehnedilmiş yelkovan gibi... hani akrep'i seven ama
yüreği takvim yokuşlarında....

anneden gelen mesaj

arkadaşıma annesinden gelen mesajla bir örnek vermek gerekirse..


-annecim ben akşam nazlıyla buluşucam barışıcaz kaç ay sonra sanırım,geç kalırım akşama merak etme.
+etmem yavrum sen de artık nazlıyı merak etme yarın kınası var evlenecek çünkü onu söyleyecektir.

sokak lambasi

bir çok anının şahididir.kendi halinde vakur işini yaparken birçok kavgaya şahit olur, birçok köpeğin sidiği ile baş eder, birçok eve ışık tutar..son zamanlarda çalışma karşılığının vatandaşın cebinden çıkacağı söylentisi çıksa da aldırmadan işini yapar..

yonja

pek bir revaçta olan türk arkadaşlık sitesi. türktür ama kullanıcıların çok büyük bir kısmı bu siteyi ingilizce kullanmaktadır. zaten site açıldıktan çok uzun bir zaman sonra türkçe seçeneğini kullanıcılarına sunmuştur. parasız üye olup takılabileceğiniz gibi para vererek profilde sınır tanımamazlık da yapabilirsiniz.

friends

bugune kadar izledigim en iyi amerikan dizisi
rachel : jennifer anniston
ross: david schwimmer
joey: matt le blanc
monica: courteney cox arquette
chandler: matthew perry
phoebe: lisa kudrow

son sezonda oyuncularinin bolum basina 1.000.000 $ aldigi soylenir

otuz bes yas siiri

cahit sıtkı tarancı eseri;

yaş otuz beş yolun yarısı eder.
dante gibi ortasındayız ömrün.
delikanlı çağımızdaki cevher,
yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
gözünün yaşına bakmadan gider.
şakaklarıma kar mı yağdı ne?
benim mi allahım bu çizgili yüz?
ya gözler altındaki mor halkalar?
neden böyle düşman görünüyorsunuz;
yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
zamanla nasıl değişiyor insan!
hangi resmime baksam ben değilim:
nerde o günler, o şevk, o heyecan?
bu güler yüzlü adam ben değilim
yalandır kaygısız olduğum yalan.
hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
hatırası bile yabancı gelir.
hayata beraber başladığımız
dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
gittikçe artıyor yalnızlığımız
gökyüzünün başka rengi de varmış!
geç farkettim taşın sert olduğunu.
su insanı boğar, ateş yakarmış!
her doğan günün bir dert olduğunu,
insan bu yaşa gelince anlarmış.
ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
her yıl biraz daha benimsediğim.
ne dönüp duruyor havada kuşlar?
nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar.
n'eylesin ölüm herkesin başında.
uyudun uyanamadın olacak
kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
bir namazlık saltanatın olacak.
taht misali o musalla taşında.

kadikoy

sevmediğim beğenmediği,bana samimiyetsiz gelen bir ilçedir,
tabi kadıköy büyük bir yer ve ben sadece sahil ve ona yakın kısımlardan bahsediyorum,her tipte insan ve ucube vardır bu yerlerde,tabi bunun nedenide yerli halkından ziyade her ipini koparanın buraya gelmesi olarak düşünüyorum
yazıcıoğlunun önünden geçerseniz "cd istermisin abi" sözünü 20 ayrı ademoğlundan duyup cevap vermekten bıkmanız muhtemeldir

parmak arasi terliksi hayvan

asla yalnız gezmeyen bir hayvan türü olduğu yetkililer tarafından açıklandı. biri kaybolduğu vakit diğerinin hiç bir değeri olmadığı ve kendisini intihar ettiği tespit edilen duygusal hayvan. ayrıca hareket halindeyken "şap şap" diye ses çıkaranlarının çok tehlikeli olduğu ve uzak durulması gerektiği sızan haberler arasıda..
ali kırca?..sendeyiz..

yanardagda mangal yapmak

yurdum insanın piknik keyfinin en doruk noktası olacak hadisedir..ateşi yelleme sorunu yaşamadan yapılacak bu aktivitede etleri çok uzun süre ateşte tutmamak tavsiye edilir..

g3

bir zamanlar eric johnson in da katıldığı daha sonra ise daha spektaküler bir isim bulma çabaları sonucunda john peter petrucci ile devam eden ve kanımca aslında eric johnson gibi melodik gitar çalan çok yetenekli bir adama yazık edilen ama yine de tadından yenmeyen, doğaçlama gitar soloları bol organizasyon

erkan ogur

ismail hakki demircioglu ile beraber yapmis oldugu türkü yorumlarindan oluşan albumleri ile, yurekleri daglamis, bogazlari dugumlemis, bu vatanin her evladinin en azindan bir defa canli olarak dinlemesi gereken, çok yönlü, inanilmaz yetenekli, bir o kadar agirbasli ve mütevazi, sadece "ben sanatciyim" diye gecinenlerin degil, belki de herkesin kendisine ornek almasi gerektigini düşündügüm, ak saçli, ak sakalli, sesi güzel, içi-dişi güzel insan

yavuz cetin

2001 yılı ağustosunun 15inde 31 yaşında aramızdan ayrılan virtüoz. asi gitarist. tarzı hendrixe benzeyen ve hiçbir zaman dinlemekten sıkılmadığım; parçalarında asaleti, sertliğini ortaya koyan, yaşadığı gibi müzik yapan ya da yaptığı müzik gibi yaşayan yegane müzisyen. kurtar beni yaşamak istemem deyip b. içi köprüsünden kendini boğazın sularına bırakarak hayatına son veren kıraç, mfö, deniz arcak, göksel gibi sanatçıların albümlerine electrosuyla renk katan blues üstadı. dünya isimli parçasını dinlemek onu anlamaya başlamak isteyenler için ilk ışıktır.

mulkiye

ne doğru düzgün bir kantini ne de teknoloji ile donatılmış sınıfları vardır. binadan içeriye girdiğiniz ilk anda "burası mıymış bu önemli şahsiyetleri yetiştiren okul!!!" diyebilirsiniz. lakin öylesine garip bir okuldur ki ağlaya ağlaya mezun olursunuz.

isimleri unutmak

"hafızadan yavaş yavaş yüzlerin ve ondan çok daha hızlı biçimde isimlerin silinmeye başlaması ile ortaya çıkacak durum. tanışılan ve uzun süre vakit geçirilmeyen insanın ismini günün birinde bir yerlerde yeniden karşılaştığında hatırlayamamak, ona hitap etmek zorunda kalınacak ortamdan kaçınmak, abi hoca dayı hitabet yollarına gitmek iş gelipte hoca senin bende telefonun yok versene bakalım şunu bir dendiğinde artık felaket çanı çalmaya başlar çünkü bu tarz adam muhakkak sen telefona isim kaydederken tepende dikilmektedir. az tanımış ve konuşmuş olmana rağmen bu tarz adam genelde seni hayatının en önemli karakterlerinden biriymişsin gibi el üstünde tutar ve çok samimi davranır. yapacak birşey yoktur ya ben senin adını unuttum itirafına mecburen gidilir. bu durumdan kaçmak için yapılabilecekler :

*yoklama kağıdını önce ona verip ismini yazmasını beklemek numarasını yazınca göt olmak
*beraber su faturası yatırmaya gitmeyi teklif edip su faturasının babası adına düzenlendiğini görünce yeniden göt olmak
*ben öğrenci belgesi alıcam istersen sana da alayım diyip zorla kimliğini istemek vermeyince göt olmak
*okulun kafesinde oturalım bi laflarız dediğinde tamam ama önce arayıp rezervasyon yaptır ismini ver demek sonra bu fikrin saçma olduğunu anlayıp göt olmak
*sınavlarda yanına oturmaya çalışıp sınav kağıdına yazdığı isme bakmaya çalışmak 2. dakikada hoca tarafından kopyacılıkla suçlanıp sınıftan atılmak maksimum göt olmak
*kayalık bir yere götürüp abi bak buradan adını haykırınca yankı yapıyo diye yaslamaya çalışmak.. önce kendin yapıp yankı alamayınca göt olmak.
* burger king'e götürüp yemek ısmarlayıp kaşla göz arasında yemeğine kıl atıp şikayet mektubu doldurmasını sağlamaya çalışmak
* abi adını dağlara yazacak olsam ne yazmamı isterdin gibi anlamsız sorular sormak, gay muamelesi görüp göt olmak
* o sırada oralardan geçmekte olan bir tanıdığı çevirip bak abi sizi tanıştırayım diyip arkasından yoldan çevrilen elemanında adını hatırlayamayıp çifte göt olmak."

staj defteri

staj yaparken doldurulmayan, daha sonraları doldurması işkence halini alan, çeşitli kelime oyunlarıyla uzatılan da uzatılan, gereksiz defter.

annelerin yaptirttigi is

1)dolaptan tabak çanak aldırmak veya yerine koydurmak
2)omzunu belini ovalatmak,masaj yaptırmak
3)camın yetişemediği yerini sildirmek
4)zorla oda toparlatmak
5)banyodaki dökülen saçları toplattırmak
6)ilaç prospektüslerini okutmak
7)kavanoz kapağı açtırmak
8)avize sildirmek
hepsi birbirinden angarya daha bi dünya iş ve hep işimin olduğu zamanlarda işi düşer bana!

pi sayisi

"3 alındığında sorun olmayan fakat aslen virgülden sonra sonsuz adet basamağı olan sayı.
arctan x fonksiyonunu taylor serisinde açıp , arctan1=pi/4 dönüşümü yapılıp pi yalnız bırakılarak ve 1000 lerce iterasyon yapılarak hesaplanabilen sayı. milyarlarca basamağa kadar bulundu fakat hâlâ kendini tekrar eden basamaklara ulaşılamadı ondan dolayı virgülden sonra sonsuz hanesi olduğu kabul edilir."

dusuk bel pantolon giyip ceza dinleyerek rapci oldugunu sanan insan

"özenti gençlik.. lakin, ceza dinleyerek bir üst seviyeye geçmiş özenti insanlardır. bunların henüz daha alt seviyede olanları da vardır. dj akman, İsmail yk, mert İçgören dinlerler. gördüğünüz yerde kafasına ingiliz anahtarını indirin. aslında bol pantolon hiphopla alakalı değil. pantolonun ağının düşük olduğunu görenler bel düşük sanıyor. tabii ki america da düşük bel giyenler de var ancak onlar da alttan boxerı giyiyor, pantolonu salıyor..

ayrıca şöyle bir şey de var. bol giyen herkesi özenti olarak görüyor milletimiz. önyargılı insan çok.. ben yıllardır böyleyim, benimki özentilikse senin ki de özentilik kardeşim. kravatı , ceketi sen mi çıkardın sanki.."

ogrenci isleri

rektör sanırsınız bu öğrenci işleri memurlarını.cok karizmatiktirler.okul onlarındır sanki.herseyi hallettiklerini ve okulun onların sayesinde işledigini hatta dünyanın cevrelerinde döndügün sanırlar.ama olay farklıdır.dısarı cıkınca sudan cıkmıs balıga dönerler.sözlerinin sadece o puslu, kasvetli bölümlerinde gecerli oldugunu anlarlar, dısarda hiçbişeydirler.hatta az önce o bugulu bölümde artislik yaptıgı öğrenci yanından arabasıyla tozu dumana katarak gectiginde bön bön bakmak gibi bir huyları vardır.

tutmayin lan beni

kavga etmeyi bağırmak olarak algılayan bazı bünyelerin ortamda karizma oluşturarak kavgadan en az hasarla çıkma şeklindeki iki kuş vurma planlarının ilk aşamasını oluşturan söz öbeği. seslerinin yüksekliği miktarınca kavgayı ayırmaya gelenlerin artacağını da bildiklerinden, desibel sürekli artarak yükselir. eziktirler, korkaktırlar, bağırdıkça dövülesidirler.

bol giymek

yıllar önce zencilerin başlattığı olaydır. bir akım bile diyebiliriz.şu an hip-hop 'un en önemli belgelerinden biridir. ülkemizde bol giyen insanlara bakış açısı çok kötü olmakla birlikte, gericidir de.bol giyen insan hemen ortamdan dışlanır, özenti gözüyle bakılır.ancak bu kisinin suçu yoktur be arkadaş.sen nasıl takım elbiseni giyiyorsan,o nasıl mini eteğini giyiyorsa, şu nasıl t-shirt, kot takılıyorsa bu insan da böyle giyiniyor.bu saydıklarımın hangisi türk kültürüne ait.ayrıca bol giyinmek özentilik oluyor ise şu dünyada her şey özentilik değil midir?hangi birimiz bir şeyler icad ettik ? hep hazırdan yiyoruz.

sampuan reklami

gozunun içine bakarak yalan soylemenin televizyoncası. mankenlerin saçlarına yapılan binbir türlü bakımın ardından "ahan da bu şampuan benim saçımı bu hale getirdi" aymazlığını reklam olarak kullanacak kadar utanmazların yazdığı, oynadığı reklamlardır.

dis macunu reklami

gucci envy

ingilizce karşılığı kıskanmak, gıpta etmek olan guccinin dehşet güzel parfümü.

kredi kayit burosu

kredi kartı olan her bireyin bilgilerinin muhafaza edildiği kurum. başvurulan kredi yada kredi kartlarının onayının verilmeden önce her üye bankanın referans aldığı kurum.

argyra

"eski yunanistan’da, arkadia’da aynı adı taşıyan bir çeşmenin perisi. bu peri kızı selemnos adındaki, genç ve güzel bir çobana gönül verdi ve onu uzun seneler mesut yaşattı. fakat zamanla, çobanın güzelliği kaybolunca, argyra, ondan yüz çevirdi, artık ona görünmez oldu. çoban, ayrılık ateşine dayanamadı, yok oldu. aphrodite, aşk uğruna can veren çobana acıdı. onu bir ırmak haline sokarak sevgilisine doğru koşturdu. gerçekten bir ırmak olan selemnos, acı acı haykırarak başını, taşlardan, taşlara vurarak, bazen hıçkırıyor, bazen kederini içinde saklayarak sessizce akıyor, sevgilisini arıyordu. bir çok dağları deldi geçti, bir çok vadilere aktı; fakat sevgilisini bulamadı. bu yüzden feryat ediyor, ağlaması ve inlemesi gittikçe artıyordu. nihayet, aşk tanrıçası yine onun yardımına koştu. ona her şeyi unutmak ve unutturmak hassasını verdi. bu yüzdendir ki selemnos’un suyundan içenler ya da onda yıkananlar, aşk hatıralarını kaybediyorlar ve bütün kederlerini unutuyorlardı.
"

safinaz

safinaz:
1-çirkin ötesi
2-motor ruhlu.
bi temelle, bi kaba sakalla.kaba sakal zorlayıp kanırtıncada aman temel beni kurtar diye iğğğğrenç sesiyle ortalığı velveleye veren prematüre yaratık.0(sıfır) bedenin en kötü temsilcisi.
temel reis

willie solomon

1978 doğumlu 1.87 boyundaki abdli basketbolcu
fenerbahcenin harika transferi..avrupanın en ii oyun kurucusu kanaatimce..efeste ve maccabide yaptıklarından sonra oyunculuğu tartışılmicakk, inanılmaz soğuk kanlı yetenek..
izleyince kayıtsız kalınamıyor

david lynch

kayıp otoban filmiyle beyin felci olmanızı sağlayan yönetmen.

atlas

dünyanın, bir ülkenin, bir bölgenin fiziksel ve siyasal coğrafyası ile ekonomi, tarih gibi konularda toplu bilgi vermek için bir araya getirilmiş coğrafya haritaları derlemesi.ayrıca amerika ve avrupa arasındaki okyanusun adı.