eve dönüş

12 eylul sürecinde yasananları anlatan bir donem filmi. omer ugur'un yonetmenligini yaptigi filmde memet ali alabora, sibel kekilli, altan erkekli, savaş dinçel, perihan savaş, civan canova gibi oyuncular yer alıyor. 12 eylul'u irdelemesi, sinemaya tasimasi ve attigi adim dolayisiyle filmin onemi inkar edilemez. ancak sinema acisindan tatmin edici bir film oldugu da soylenemez.
altin portakal'da sibel kekilli bu filmdeki rolu ile, "en iyi kadın oyuncu" odulunu aldi, ama nasıl oldu da bu odul bu oyunculuga gitti anlamiyorum. rol yaptigi her hareketiyle belli kekilli'nin, telafuzu ise berbat ve film akisini bozuyor. film boyunca fabrikadan arkadasi güler'in adini "gılerr" diye telafuz etti.
dialoglar da donem goz onune alinmamis gibi. mustafa (mehmet ali alabora) darbe sonrası karısıyla (kekilli) evde konusurken "milletin derdi bizi gerdi" gibi birsey soyluyor. 80lerde de bu tip, avrupa yakasi esprileri var miydi diye dusunuyor insan.
mustafa ile karisi bir tv aliyor ve onun taksidini odeyebilmek icin mesaiye kaliyorlar. o kadar cok calisiyorlar ki evde konusacak zamanlari bile olmuyor, notlar yazarak birbirleriyle haberlesiyorlar! (örn:"ev sahibi geldi, kirayi istedi mustafa, napicaz?") filmin baslarinda seks yapmaya vakitleri olmadigi icin mustafanin surekli karisindan yakindigi da izliyoruz. bu kadari da fazla abarti degil mi; calismaktan konusmaya, seks yapmaya vakitlerinin kalmamasi?!
ayrica 80lerde henuz renkli yayin yokken evde renkli tvnin olmasi da gozden kacirilmis bir detay. gerci belki de mustafa ve karisi o kadar ileri gorusluydu ki, renkli yayinin yapilacagini aylar oncesinden hissedip renkli tv almislardir, o parasizlikla!
civan canova ve altan erkekli'nin oyunculuklari ise filmin en güzel yaniydi sanirim, ikisi de cok iyiydi.

filmin sonunda "türkiye hala darbecilerin yaptigi anayasayla yonetiliyor" yazisini goruyoruz ekranda. fazla sig ve manipulasyona yonelik bir cumle oldugunu dusunuyorum. o cumleyi kim yazmissa, 82 anayasasinin ilk haliyle bugunku hali arasindaki farklardan bihaber demektir. (82 anayasasindan geriye pek birsey kalmadi, o kadar cok degisiklige ugradi ki.) politik film cekiliyor diye, gerceklerin de filmde savunulan fikirleri destekleyecek sekilde yansitilmasi ucuz ve basit bir yontem.

filmin, 12 eylul'u siradan bir eylul gunu zanneden yurdum gencligi icin herseye ragmen faydali olacagini dusunuyorum-en azindan kenan evren'le, iskenceyle tanisip, kenan evren ve ekibinin bugun hala yargilanamadigini ogrenmis olurlar.- bunun otesinde ise pek birsey katmayan ve sinema acisindan beklentileri karsilayamayan bir film, "eve dönüş".

filmin, bence en onemli cumlesini, siyasi subede iskence goren halk komitesi uyesi ile yine ayni komitenin uyelerinden bir ilkokul ogretmeninin arasinda gecen diyalogda duyuyoruz: "biz burada iskencedeyiz, peki ya kahraman isci sinifi nerede?!" siyasetten uzak duran, amaci gunu kurtarmaktan ibaret olan, hakkini aramaktan dahi korkan halkımızın gercegini anlatmaya yeter sanirim: 1980'de ve 2006'da, hala..