ilk ask

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc - eger ki duygularini asla belli etmeyen ve bu yuzden ortaokul siralarinda poker oynamaya sevk edilen, karsinda ki oyuncunun ''bu ne lan veletle mi oynayacagiz'' cumlesinden sonra ''oglum senin ruhun yokmu, insan degil lan bu baska bisey'' laflarini isiten biri iseniz, ilk ask vucut derinin soyulup tuzlu suya 2 posta bastirilma etkisi yapar.kos kos gokten vahi gelmesini bekler, akvaryumda ki en guzel baligi izleyen insan modeli olur cikarsin. senelerdir sinifta askida duran, evdekilerin bile ''sana ceket almistik ne oldu'' sorularina maruz kalmana neden olan lacivert kumasi, mudur efendinin seni cagirmasi ile giymek zorunda kalirsin, keltosun verdigi binbir ayardan sonra dunyasi yikilmis adam modeli ile sinifa dogru yol alirken, elin ceketin ic cebine gider.senelerdir kayip olan edevatlar tek tek su yuzune cikar ama yabanci bir cisim atilmistir ceketinin cebine.cikan kagidi hemen incelemeye baslar ''cok yakinindayim ama sen farkinda degilsin'' cumlesini okur saskinlik ile arkana bakar ''kim var lan arkamda'' cumlesini icinden gecirir ilk soku atlatirsin.kafanin icini acsalar soru isaretleri fiskiracaktir, derin derin nefes alir ''kendine gel oglum'' dersin ve kagidi incelemeye baslar ''evet bir kizin yazisi oldugu ortada ama kim bu'' diye diye paranoyak olursun ve bir anda ''evreka evreka'' diye inler her hucren. kagidin altinda bir ilac ismi olan lamivudin yazmaktadir ve bunu kullananda okuldan firar ettigin zaman bile ''bugun gormedim bari cikisa'' gideyim dedigin biricik askindir. acaba oltayami geliyorum dersin ama senden baska icinde ki volkani bilen yoktur artik ask trenine 2 kisilik bilet almis yola cikmissindir. seyahatin en buyuk zevki onla gecen her saniyedir ama o tren birgun gelir kaza yapar.her sabah kalktiginda olan biteni ruya zannedersin yine onun o sicak eline elini koydugun zaman doktugun 1 litre terin yine akacagini ve yine onun sana selpak uzatisini hayal edersin ama hayat acidir bunu yine anlarsin cunku o ask treni kaza yapmistir ama senin kazan gercektir.kara topragi atarken terini silmen icin sana selpak uzatan askin artik kefenin icinde kendi basina yolculuga cikmistir, pesinden gitsem dogru yolu bulabilirmiyim dersin ama sen zaten onun gidisi ile sonu olmayan bir yola girmissindir. neyse bu kadar uzun entryler beni bozar.

takim tutmayan erkek

genelde arkadaşları arasında alay konusu olan,"ehehe milli takımı mı tutyon lan" dalga geçmelerine maruz kalan ancak belki de en doğrusunu yapan erkek türüdür.ayrıca bunların bir de futbolcu olup da profesyonellik adına takım tutmayanları vardır ki gayet karizmatiklerdir.iki türlüsü de hoştur.zira hemen hemen bütün erkekler takım tutmaktadır,farklı olan da dikkati çeker doğal olarak.sırf kızları etkilemek uğruna "ben takım tutmuyorum ya" diyen bir arkadaşım olmuştu.

futbolun ana tarihinde ozgurluk ve baskaldiris hatta bir devrimci eylem yatar ama su zamana gelindiginde ise futbol bir endustri, kapitalist sistemin icinde yer alan bir ogedir hatta 21. yuzyilin tanrisi olan televizyonu besleyen en buyuk damardir.benim anladigim futbol sokak arasinda tasla, teneke ve plastik topla oynananidir ama vizyonda olan kismi ise burjuva kesminin tatminlerini doruklara ulastirmak icin kurulan takim vb. seylerdir hatta sosyal mesaj verdigini sanip kendini halkin takimi, cumhuriyet gibi absurd sifatlarla halki ve isci sinifini iclerine almis gibi yapan burjuva tayfasinin reklam kokan hareketlerini izlemekteyiz.evet ben takim tutmayan biriyim ama saolsun gorsel ve yazili medya ne kadar uzak durmaya calissanda bir ucundan empoze eder olayi.

destek istiyorum

klasik amerikan filmi repliği. yalandır çünkü işin sonunda tek başına 12 kişi öldürür.

+officer vuruldu
-sktr et onu dal sen
+ama destek istiyorum
-kartallar yalnız uçar aslanım

rembetiko

1935 yunan yonetmen costas ferrisin 1983 yapimi, 1984 berlin film festivali gumuş ayi odullu draması...

bir ege muzigi turudur. turkiye'deki evlerinden surulen, yunanistan'a alisayim derken orada da kabul gormeyenlerin ( rembet) acilarini, anlatan muziktir.

ankarada bulunan bir barın ismidir.eski yeri sakaryada ulan şu ansa hatay sokakta ikametkah eden güzel,şirin bi bar...

melih gokcek

2007 yılı yazında aynı anda şehirde 50 tane alt geçit yapmaya çalışacağını belirtmiş belediye başkanı. böylece ankaralılar 3 ay sabredip, yaz sonunda rahatlamış bir trafikle karşılaşacakmış ben bu hikayeyi yıllardır dinliyorum. daha sonra da en az 30 tane daha yapmak gerekiyormuş ki trafik sorunu bitsinmiş. kendisi de çok iyi biliyor alt geçit yapmakla bu sorun halledilmez ama en kolay para bu işte tabii, bak belediye çalışıyor desin ot kafalılar oylarını da versinler, e daha ne ister bir belediye başkanı? adam mustafa kemal'in ankara'sını yok ediyor yıllardır göz göre göre şuraya en ağırından neler yazmak isterdim ama.....

yahya karsligil

bu amcam yıldızda bil. müh. bölüm başkanlığı yapmış ve oradaki öğrencileri tarafından çok sevilen(4 yıl aynı dersten kalanlar var)
hattaki o kadar sevilirki kendisi bölümdeki bi takım öğrenci grubu(%80'i) yahya hocanın okuldan emekli olmasını beklemektedir bölümü bitirmek için.
yıldız macerası 33-40 yıl arası sonrası bitti ve kabus bu seferde beykent üniversitesi öğrencilerine başladı
sene 2006 ve o şimdi bekent üniversitesinde

hititler

tarihte anadolu'da hüküm sürmüş bir devlettir. hint-avrupa dil ailesi'ne dahil bir dil konuştukları için hint-avrupa kökenli bir topluluk olduğu kabul edilmektedir. m.ö. 2000 yıllarında anadolu'ya göç ederek yerli hatti beylikleri üzerinde hakimiyet kurdukları bilinmektedir.anadolu'ya geliş yönleri, kafkasya üzerinden, çanakkale boğazı'ndan ya da karadeniz'den olmalıdır. en genel kabul gören görüş, kafkasya üzerinden anadolu'ya indikleri yönündedir.

tarihteki ilk kralları kuşşara kralı pithana'dır. İlk yerleşim yerleri ise kuşşara'dır. pithana'nın oğlu anitta zamanında başkentleri neşa (kaniş) olmuştur. anita, hatti krallığının başkenti olan hattuşa'yı (boğazköy), çok büyük hazineleri olduğunu tahmin ederek kuşatmış fakat şehirde herhangi birşey bulamayınca kızarak şehri tamamen yakıp yıkmış ve ünlü lanetini savurmuştur “geceleyin yaptığım bir saldırı ile şehri aldım. yerine yaban otu ektim. benden sonra her kim kral olur ve hattuş’u yeniden iskan ederse gökyüzünün (fırtına tanrısı’nın) laneti üzerinde olsun.”

daha sonra anita'nın soyundan gelen torunu hattuşa'yı bu kez hitit krallığının başkenti yapacak ve kendisine de hattuşili adını verecektir. hattuşa antik kalıntıları bugün unesco'nun dünya kültür mirasları listesinde yer almaktadır.

hititler yerli halkın ekonomik ve kültürel etkilerinden etkilenerek dil ve dinlerini benimşemiş ve ırklarını hatti ırkının içinde eritmişlerdir.

hititler, asurluların anadolu’ dan çıkma zorunda kalmasıyla devlet idaresini ellerine almışlardır. anadolu’nun yerli halkıyla kaynaşıp hitit devleti’ni kurmuşlardır. bu devletin kurucusu labarna‘dır. başkenti ise hattuşa’ dır. (boğazköy)

hitit tarihi m.ö. 1650-1450 eski krallık ve m.ö. 1450-1200 hitit İmparatorluk devri olmak üzere iki safhada incelenir. hitit devleti'nin kuruluşundan itibaren, sanattaki mezopotamyalı unsurlar kaybolarak, anadolu'nun yerli sanatıyla birleşmiştir. sanatta, boyutları büyümüş anıtsal eserler ortaya çıkmıştır. mabetler, saraylar, sosyal yapılar, kaya kabartmaları ve orthostatlarla (bina cephelerinde alt sırada yer alan kabartmalı taşlar) önceki sanattan ayrılır.

aslında hattiler'e ait olmasına rağmen hitit güneş kursu olarak anılan törensel nesne, hititlerin sembolü kabul edilir.

hitit adı eski ahit'e göre uydurulmuş bir isimdir. bugün hitit diye anılan bu halkın kendilerine "nesi dili konuşan" anlamında nesili dediklerini biliyoruz. hititler kendilerine "neşalılar" diyorlardı.

roads

bağımlılık yaratan, depresif ruh halinde dinlenilmemesi gereken, muhteşem bir şarkı. sözleri;

ohh, can't anybody see
we've got a war to fight
never found our way
regardless of what they say
how can it feel, this wrong
from this moment
how can it feel, this wrong
storm.. in the morning light
i feel
no more can i say
frozen to myself
i got nobody on my side
and surely that ain't right
and surely that ain't right
ohh, can't anybody see
we've got a war to fight
never found our way
regardless of what they say
how can it feel, this wrong
from this moment
how can it feel, this wrong
how can it feel, this wrong
this moment
how can it feel, this wrong
ohh, can't anybody see
we've got a war to fight
never found our way
regardless of what they say
how can it feel, this wrong
from this moment
how can it feel, this wrong

thom yorke

insanı delirten,dinlendiren,ağlatan,düşler sokağına atan sonrada ordan kendine doğru çeken öpüp tekrar oraya fırlatan,tribe girmeyi sağlayan,güldüren,kanını çekip alan ve kendı kanını enjekte eden,insanda uyuşturcu etkisi yaratan,insanı öldüren sonra tekrar dirilten,insanı döven sonra da seven sese sahip olan yüce bir insan...

harrowdown hill

thom yorke un son albumu the eraser dan cıkan ilk şarkı.

ısıklar kapanıyor,sadece thom yorke ve de şarkısı,bir anda kan dolaşımı hızlanıyor,kalp atışları ritimle dans ediyor ve o sırada thom yorke:
"don’t walk the plank like i did
you will be dispensed with
when you’ve become inconvenient
up on harrowdown hill
by where you used to go to school
that’s where i'm lying now
did i fall or was i pushed?
and where’s the blood?"
diye bir başlangıç yapıyor ve kalkıyoruz ,koşmaya başlıyoruz ama belirsiz bir yolda,öykülerde anlatılan ıssız ıslak ve karanlık yolların birinde...ve thom yorke devam eder
"but i’m coming home
to make it all right
so dry your eyes
we think the same things at the same time
we just can’t do anything about it"
sonra vardığımız noktada kafamızı kaldırıp gökyüzüne bakıyoruz.ve thom yorke gokyuzunden boşalan yağmur edasında biz gökyüzüne bakıp hayal kurarken:
so don’t ask me, ask the ministry
we think the same things at the same time
there are so many of us
oh you can't count.
ve tekrar koşmaya başlarız.o sırada yol thom yorke olur:
dry your eyes
can you see me when i'm running
away from there?
i can’t take the pressure
no one cares if you live or die
they just won’t be gone
bize tuzaklarından bırını kurar ve de düşeriz o sırada thom yorke:
it was walking to the back down harrowdown hill
it was a slippery slippery slippery slope
i feel me slipping in and out of consciousness
i feel me

der ve ışıklar açılır büyü bitmiştir...

askeriyeden nefret etmek

bir takım sitelerde karşıma çıkan ve insanların ne kadar zavallı birer organizmalara dönüştüğünü görmeme sabebiyet veren durumdur. "kısaca" açıklamak gerekirse dünyanın yazılı tahihine bakacak olursak savaşsız geçmiş bir yıl yoktur. insanda varolan açgözlülük, ego ve buna benzer kavramlar yüzünden savaşlar olur ve olmaya da devam edecektir. bir milletin bağımsızlığının teminatıdır ordu. eğer güçlü bir ordunuz ve içinizde vatan sevgisi yoksa ırak, lübnan vs nin başına gelenleri yaşarsınız. bir şeyleri bahane eder kafanıza bombaları yedirirler ve siz o zaman "nerde lan bu ordu?" die dövünürsünüz. içinde bulunduğumuz coğrafyamızın durumunu dikkatle inceleyin hatta o küçük beyninizi kasmayın gelişi güzel bile olur. ve ordumuzun başımızda güçlü bir şekilde olduğuna şükredin. ordudan nefret etmeyin orduyu destekleyin. keşke ordular olmasa. keşke savaşlar hiç olmasa. keşke o kadar özgür olsak ki götüme incir yaprağı takıp dolaşabilsem. ama keşkeler yok. gerçekler var. değişebilecek gerçekler var değişmesi mümkün olmayan gerçekler var. güçlü bir ordu güvencesinde başı dik türkiye görmek istediğimiz tek gerçektir...

jawaharlal nehru

hindistan'ın ilk başbakanı.
pakistan'ın bağımsız olamaması için mücadele vermiş, fakat muhammed ali jinnah pakistan'ı bağımsızlığına kavuşturmuştur. bu sırada çıkan mücadelelerde keşmir sahipsiz kalmış, sahipsiz kalana kadar onbinlerce insanın canına kıyılmıştır.
nehru'dan sonra kızı İndra gandhi başbakan oldu.

gaia

ünlü yunan derleyicisi hesiodos’un theogonia’sında anlatılana göre dünya oluşmadan önce sonsuz boşluk – khaos vardı. khaos’tan gaia yani toprak, sonrasında eros çıktı. gaia, khaos ile birleşerek yer altı dünyası tartaros’u yarattı. sonrasında gaia tek başına uranos (gök) ve pontos (deniz)’u yarattı. kendi oğullarıyla birleşerek gelecek nesilleri oluşturdu, bu nesillerin kaderini kısmen belirledi.

Mustafa Kemal Ataturk

büyük idol büyük bir komutan ve eşsiz bir devlet adamı..

lord kinross "atatürk;bir milletin yeniden doğuşu"adlı eserinde

"kemal atatürk'ün çağımızın en büyük adamlarından biri olduğuna dair, zihnimde en ufak bir şüpje yoktur.gerçekten türkiye, atatürk'ün son on yılında başarmış oldukları ile batı'nın bazı milletilerini etkiledi.ancak bu milletlerin liderleri atatürk'ten çok farklı olarak, demokrasinin değerini tehtid edici bir güç olarak gördüler.almanya'nın hitler'i hür milletini esarete götürmüş; atatürk ise esaret altındaki milletini özgürlüğe kavuşturmuştur.İtalya'nın mussolini'si, sivil olduğu hâlde başkomutanlık sevdasına düşmüş; buna karşılık atatürk, askerlik görevinin bittiğine inandığı anda sivil hayata geçmiştir.gerek hitler, gerek mussolini, toprak kazanma hırsları ile komşularının haklarına tecavüz etmişler ve bir imparatorluk sevdasına kapılmışlarıdr.atatürk ise bunun tam tersini yapmış; bir imparatorluktan bir millet çıkarmıştır."

flash

flash flashh değerli

karınca yumurtası

çalındı. sadede gelelim...
macromedia'nın studio paketi içersindeki en işe yarar programlarından. vektörel çizim yapılabildiği gbi, animasyonlar, interaktif siteler de oluşturulabilir.
iki maske yaptı diye kendini flash biliyor zanneden kişilere bir adet actionscript tutorial'ı tavsiye edilir. zira actionscript, flash'ın özüdür, canıdır ve de ciğeridir.

ogame turkuleri

xacc'nin bestesi güftesii
of aman da aman of
karadağlarin muhribi de muhribi,
vurulmusta dibe vurmus kerimoglunun puani da puani

of aman da aman of
birinci evrenle su dokuzun arası
yakti da beni kerimoğlunun komutasının karası

bad sector

harddiskte yandan yemiş registerlara verilen karizmatik isim. format atarken "quick"i seçerseniz, bad sectorler de sağlammış gibi davranılır ileride bir dosya yüklemek için bu bölümler de kullanılmaya çalışılır, kullanamadığını görünce sağlam yerler arar, bu da yükleme zamanını arttırır. bu yüzden format atarken quick'i seçmek iyi bir alışkanlık değildir.

ibrahim muteferrika

müslümanlara kitap basılmasını sağlayacak matbaanın kurucusu kişidir, zira yahudiler, rumlar gibi gayri müslüm topluluklar kendileri için matbaayı kurmak için çok önceden izin alabilmişlerdir.

boot ini

windows xp açılırken, ntldr programının, işletim sistemi dosyalarının nerede olduğunu belirlemek ve sistem açılırken hangi seçeneklerin aktif olduğunu anlamak için başvurduğu dosya.
bozulduğu zaman windows açılmaz, düzeltmek için bootcfg aracınını kullanırız.

remote desktop

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc yarışması devam ede dursun. microsoft windows xp'nin sağlam bir özelliği. kendi bilgisayarınıza başka bilgisayarlardan ulaşabilmenizi sağlar. ya da sıkıştınız mesela, bir arkadaştan yardım almanız lazım:
bilgisayarıma sağ tıklar, properties'e girer, sonra da remote skmesine geçersiniz. "allow my comp..." ı tikler ve bilgisayarına dışarıdan bağlanmasına izin verirsiniz.
sonra programs'dan help and support'u seçer, remote desktop olayına gireriz. burada sihirbaz yardımıyla bir invitation dosyası hazırlar ve bunu ya paylaşıma açarız ya msn'den göndeririz ya da internete koyarız. bu dosyayı açan ve şifreyi doğru giren kişi bizim bilgisayarımızı, sanki başındaymış gibi kullanabilir. ne güzel değil mi?

dns

şimdi fx15 hocam olay şu:
mesela dediniz ki ben google'a gitmek istiyorum, yazdınız www.google.com diye. iyi de bunu yazınca nasıl gideceksiniz direk. burada dns iş görür, yazdığınız google.com'u bir ip adresine dönüştürür, çünkü siz google deyince bir server'a (bildiğin bilgisayar)'a bağlanırsın. dns de bu adres çözümlemesini yapar.

khalkedon

yunanistan’ın kentlerinden biri olan megara’dan bir grup kendilerine yeni bir yurt kurmak amacıyla boğaziçi’ni geçerek kadıköy’e gelirler ve khalkedon’u kurarlar. yurtlarını savunma açısından daha korunaklı olan sarayburnu yerine kadıköy’e kurdukları için khalkedon’a “körler ülkesi” denmiştir

byzantion

yunanistan’da bir kent olan megara’lı bir komutan olan bizas, tanrı apollon’a adanan defli kehanet merkezi’ne giderek yurt kurmak için nereyi seçmesi konusunda fikir istedi. apollon rahibeleri ona“körler ülkesi”nin karşısını seçmesini söylediler. savunma açısından daha korunaklı olan sarayburnu’na şehri kurmuştur ve şehir kurucusunun adıyla anılmıştır.

kısır gününe gelen 7 teyzeye hoşgeldin deme olayı

kısır gününün tarihini unutup yada istihbaratın tam olarak alınmadığı durumlarda kaçınılmaz bir şekılde bu durumla karşılanılır.okuldan yorgun argın gelınmiş,üstüne üstük hoca ters köşe yapıp beklenılmedık yerlerden soruları sormuş ama cevap alamamıştır.ayakkabılar içerdeki ayakkabılıkta olduğu için herşey olağandır ve durumdan şupelinilmeden zile basılır ve kapı açıldığında içerden gelen östrojen kokularıyla birlikte olayın ciddiyeti kavranır artık yapacak bişey yoktur çunku gote giren şemsiye son görevini yapmalı ve açılmaıdır.tombul teyzelere görünmeden bir leopar edasıyla odanıza gitmek istersiniz fakat evin mimarisi buna izin vermez çunku karbonhidrat tüketen teyzelerın ikamet ettiği salonun önünde geçmenın durumu sizi korkutur.siz bir çözüm yolu bulmaya çalışırken ,elinde boş bir çay bardağıyla size doğru bir cisim yaklaşmakta olduğunu farkeder ve çaresizliğin tadına varırsınz .artık yapacak bişey yoktur çunku boş çay bardaklı teyze sizi deşifre etmiş ve diğer yandaşlarıda bu mesajı almışlardır.artık kadınlar hamamına dönen salonunuza girip görevinizi yerinize getirmelısiniz.

nemrut

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc--
sabahın erken saatlerinde, daha uykuya yeni dalmışken gündoğumunu izleme bahanesiyle uyandırılınca insanın birden sövesi geliyor. dağa tırmanmak için yola çıktıktan sonra 15 dk. daha yolda uyuma şansınız var. araçlar ancak yolun yarısında kadar gelebiliyorlar. zirveye ulaşmak için sabahın kör saatinde kalan bölümü tırmanmanız gerekiyor. temiz havadan dolayı ciğeriniz içeride parçalanıyor gibi hissedersiniz, ciğerinizin yanması bir taraftan, nefes nefese kalmanız, yorulmanız diğer taraftan… hemen yanınızda elindeki bastona tutuna tutuna çıkan japon’u görünce kendinize kısmen söversiniz…
zirveye çıkarsınız soluk soluğa, artık nefes alamazsınız ne ağzınızdan ne burnunuzdan. bu arada kimi akıllı arkadaşlarınız yolun yarısını eşek sırtında gelirler, siz de bu duruma için için kızarsınız.

grup artık toplanmıştır zirvede, heykellerin önünde güneş beklenir. zirveye çıkarken size yük olan battaniyeler artık işe yarar çünkü tepede kıçınızı donduracak kadar soğuk vardır. yavaş yavaş güneş ışıklarını tepenin ardından göndermeye başlar. kameradan takip edebilirseniz ilerleyişinin her anını görebilirsiniz. nefessiz izlersiniz. sadece iki dakika sürer ama ciğerinizin patlama ihtimaline değer.

alternatif morpheus ile neo diyalogları

n: abi göte giren şemsiye açılır mı?
m: senin bu sürümünde yok ama cypher üzerinde çalışıyo, gelecek sürümünde işallah götünden şimşek çaktıranı da yapacaz

n: abi koluma şöle siyah bi "only god can judge me" dövmesi yaptıriyim diyorum ne dersin?
m: güzelim önümüz ramazan kurcalama orları (fazla mı bulanık mantık yükledik ne kafası karıştı ...)
n: efendim abi, ne dedin?
m: güzel olur diyorum, dj shadow service pack 4.07'nin yamasını da atarız

n: abi içimde bi boşluk var, bırakiyim bu işleri diyorum, gidiyim güneyde bi yere yerleşiyim, tirinity'yi de alıyim çoluk çocuğa karışıyim, biraz da kendime zaman ayırıyim diyorum, ne dersin
m: tabi tabi süper fikir, küçük pembe panjurlu, çelik kapılı, çitli bi evin olsun bi de köpek, sikimin anteni, o film yandaki sette oynuyo sen setleri karıştırdın

msn de ileti gönderilecek kişileri karıştırmak

ok pis göt olabileceğiniz durumdur.msn'de bir hatunla yazışıyorsanız,bir taraftan da dostlarınızdan biriyle kızla neler yazıştığınızı konuşuyorsanız meydana gelebilir.çok dikkatli olmak gerekir.aksi takdirde kıza ''hacı hatun çok pis yavşıyo yeaa'' ya da ''olum ben bu hatunu yapıcam gör bak bir haftada verir bu'' şeklinde iletiler gönderebilirsiniz,fenadır.

sanat filmi diye...

her genç oyuncunun hayalidir bir sinema filminde oynamak , hele ki gerçekten idealist oyuncular için şaaşalı bir filmde oynamaktan ziyade bir sanat filmi ile sinemaya adım atmak gerçekten önemlidir. ille konservatuar mezunu olmasına ya da konservatuar'da okuyor olmasına gerek yok bu arkadaşın , olaya tamamen bodoslama bir şekilde girmiş de olabilir.

anlatacağım şey özellikle bu ülkenin 70 - 80 arası kuşağında sık görülen bunun yanı sıra artan tecavüz , taciz , çocuk pornosu olayları nedeniyle aynı sinema akımına geri dönülmesinden korkmamın bi yansıması niteliğindedir. velhasıl kelam efendim günümüz toplumunda da çok büyük yüzde ile karşılaşabileceğimiz olaylar silsilesidir.

gencecik ve cinsiyeti erkek olan bir arkadaşımız oyunculuğa merak sarıyor ve bu merakını bilen aile erkanından olabilir , mahalle çevresindeki abilerden olabilir artık her kimse bir abi diyor ki benim askerlik arkadaşım olan biri amatör filmleri vardı sana da bir rol verir belki. seviniyor bu duruma elemanımız abisinin verdiği adrese gidiyor. adresin de neresi çıkacağı belli ve klasiktir zaten ; beyoğlu'nun arka sokaklarında pis bir apartman dairesi. bu onu engellemiyor basamakları tek tek çıkıyor ve kapıyı çalıyor...

(zırrrrrr)

- kim o ?
+ beni levent abi yolladı bir rol şeysi varmış sanırım.
- hangi levent o ?
+ 4. levent hehehe
- şaka mı bu ? yoksa abin padişah mı ?
+ eeee kapıyı açsanız da girsem diyorum artık.
- açayım ama mizah anlayışını tutmadım. geç içeri.

beyoğlu'nun arka sokaklarında pis bir apartman dairesinden beklenecek derecede iğrenç bir ofise giriş yapılır. oturulur. sigara ve çay ikramı konsepti uygulanır ve bilgi alma işlemine geçilir.

+ tam olarak ne tür filmler çekiyorsunuz ?
- sanat diyelim.
+ diyelim derken ?
- e demezsen sanat olmaz cağnıııım kah kah kah
+ he he he benden aşağı kalır yanınız yok vallahi. hangi kitleye hitap ediyorsunuz diyeyim ben size...
- vallahi isteğe göre şekil alıyoruz biz. isteğe göre orta karar filmler de çekiyoruz ama taliplisi pek yok maliyeti çıkaracak kadar talep olursa çekiyoruz onu da.
+ sanatı dallandırışınız pek bir garip çünkü kadın , erkek diye ayrılan bir sanatı ilk defa görüyorum.
- sürrealist diyebilirsin o zaman.
+ ne alaka ?
- geç içeri hele sürünce anlarsın ne alaka olduğunu hahahahaa...

arka oda muhtemelen amatör kamera ile çekimlerin yapıldığı yerdir. sigara dumanı , iğrenç bir yatak , on yıldır değiştirilmemiş bir nevresim takımı , bir kadın , kameralar , yönetmen... tek eksik olan erkek oyuncudur o da bulunmuştur zaten. kimse inanmaz bu adamlar " zorla oynatıldık " dediğinde ama zorla da oynatılırlar çünkü aynı odanın içinde izbandut gibi iki adam her an dönen çarklarına ortamdan kaçarak çomak sokabilecek bir tehlikeye karşı tetikte beklemektedirler.

+ bu muydu yani sanat ?
- nesini beğenmedin onu anlamadım...
+ sanat sanat içindir diye bilirdim ben. hani hiç olmadı sanat toplum için de olabilirdi ama sadece sizin için olacağını hiç düşünmemiştim.
- biz sanattan anlayan adamlarız.
+ bu şekilde mi ?
- he ya...
+ nedir ki bunlardan beklentiniz ?
- oscar. ahahahaha
+ o zaman al oscar'ı eline...
- hasss....
+ işte premier lig bu !
- pişman mısın ?
+ değilim ama yüzüm görünsün istemiyorum beni anlayabiliyor musun ?
- sen nasıl istersen. muck

reklamlarda halkın içinden diyip artist oynatmak

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc--bir kaç kere denk geldiğim durumdur. hani olur ya dove yedi gün testi, yumurta'nın çürük tarafı olan ipana reklamları gibi reklamlar işte onlarda böyle " halkın içinden insanlar bunlar , kullandılar memnun kaldılar " edası verilmek istenir ama ne kadar ?

mesela gittiğim tiyatrolardan ya da ne bileyim adı çok duyulmamış filmlerden gördüğüm bir çok oyuncuyu bu tür reklamlarda " halkın içinden insan " olarak görmek garibime gidiyor. bilen biri için hiç bir inandırıcılığı kalmıyor. yine de bunu abartıp harbiden tanınmış kişileri " doktor , avukat " vs.. gösteren reklam sahibi firmalar da yok değil hani.

yine de insan düşünmeden edemiyor vibratör için nasıl bir reklam olabilirdi ? " halkın içinden " rolünü oynayacak biri çıkar mıydı ?

erdil yaşaroglu

plastip show ile tanınmış, limon, l manyak, penguen dergilerinde karikatüristlik yapmış insan. marlon[ ve komikaze adlı eserleri vardır. ayrıca www.komikaze.net internet sitesi de 99 yılından beri açıktır.

bunun yanı sıra ;

bi tek benim mi başma geliyo?
geçen gün telefonum çaldı.
hafif kırık sesli bir erkek sesi:
- İyi günler erdil bey, ... bankasından arıyorum.
bir kampanyamız var, size onu anlatmak istiyorum vaktiniz varsa.

ben çok sıkıldığım için böyle şeylerden, nazikçe:
-çok teşekkür ederim, ilgilenmiyorum. dedim.
adam:
- ama sizin ... kartınız var, kullanıyorsunuz?
- eveet?
- İşte onunla ilgili çok güzel bir kampanya!!!
yine nazikçe reddettim:
- anlıyorum ama ilgilenmiyorum...

kısa bir süre sessizlik oldu ve karşıdakininin bozulmuş sesi geldi.
- asıl biz sizinle ilgilenmiyoruz beyfendi!

buyur...

-------------------------------------------------------

salaklık yaptım
geçen gün bi arkadaşımın çalıştığı gazeteye uğradım.
yerinde yoktu.
sekreter dedi ki:
- yardımcısı dilek hanım içerki odada. bi onla görüşün isterseniz...

ben de odaya girdim. İçinde bir adam ve bir kadın vardı.
dedim ki:
- afedersiniz, dilek hanım hanginiz acabaa?

İkisi de bana bakıp gülmeye başadı.
allahtan gazetedeydim. arkadaşım kasapta falan çalışıyo olsaydı, şimdi kesilmiş, kıçımda kırmızı peçeteyle bir vitrinde sergileniyo olurdum...

--------------------------------------------------------

yazılarıyla beni yarmış bir şahsiyettir.

bu kirli dünyaya cocuk getirmek istememek

dünya'nın gidişatından yakınan çiftlerin " biz çektik bari başkasına çektirmeyelim " diyerek ortaya saldıkları yandan yemiş bir felsefe.

çeşitli kavgalara sebebiyet verebilir ;

- bu kirli dünya'ya çocuk getirmek istemiyorum berkant
+ sevişmek istemiyorum desene sen şuna
- çocuk getirmek istemiyorum !
+ İyi iyi önceden gelmişlerinden alırız bir tane !
- evlatlık desene sen şuna
+ önceden gelmişlerinden !

- bu kirli dünya'ya çocuk getirmek istemiyorum murtaza
+ lan manyak karı 9 tane çocuğumuz var şimdi mi söylüyorsun bunu ? !!!
- ne bileyim şimdi aklıma geldi !
+ ohhhhhhhhjj ... al anasını satayım 10 oldu !
- erken geldin...
+ sen de geç söyledin !

moby

eşi benzeri olmayan bir müzik adamı...bir efsane...
albüm yapmak eyleminin hakkını veren bir müzisyen,şarkıcı,çalgıcı...ritim insanı...
extreme ways
natural blues
porcelain
feeling so real
lift me up
in this world
why does my heart feel so bad
in my heart
honey
beatiful
we are all made of stars
south side
dream about me
god moving over the face of the waters
feeling so real
find my baby

edit: asıl adı richard melville hall.bu bildiğimiz moby dick ile bir münasebeti sebebiyetiyle artık saygıdan mıdır/sevgiden midir böyle bir isim kullanmaktadır.

aynı suda ikinci kez yıkanamamak

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc/ doğada her şeyin , tüm canlıların , nesnelerin bir devinim halinde olduğunu bu yüzden de aynı şeylerin hiçbir zaman aynı etkiyi vermeyeceğini anlatan herakleitos sozüdür. " öyleyse benim aynı kalmam da mümkün değil. bendeki değişimi fark edememek senin yanılgını oluşturuyor " şeklinde devam eder. ondan sonrasını ise maalesef bilemiyoruz. büyük ihtimalle geyiğe sarmış ve konuşmaları kayıt dışı kalmıştır.

- aynı suda ikinci kez yıkanamazsınız. öyleyse benim aynı kalmam da mümkün değil. bendeki değişimi fark edememek senin yanılgını oluşturuyor.
+ eee abi ?
- git bir abdest al gel diyorum cenabet herif
+ o değil de laf güzeldi abi.

- aynı suda ikinci kez yıkanamazsınız. öyleyse benim aynı kalmam da mümkün değil. bendeki değişimi fark edememek senin yanılgını oluşturuyor.
+ nasıl yani ?
- değiştim diyorum oğlum , değiştim.
+ ne gibi bir değişim ?
- döndüm anasını satayım !

Mustafa Kemal Ataturk

gafil, hangi üç asır, hangi asır,
tuna ezelden türk diyarıdır.
bilinen tarih söylememiş bunu,
kalkıyor örtüler, örtülen doğacak,
dinleyin sesini doğan tarihin,
aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak.
yaşanan tarihi gömüp doğru tarihe gidin.
asya'nın ortasında oğuz oğulları,
avrupa' nın alpler' inde oğuz torunları,
doğudan çıkan biz, batıda yine biz;
nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz.
hep insanlar kendini bilseler,
bilinir o zaman ki hep biriz.
türk sadece bir milletin adı değil
türk bütün adamların birliğidir.
ey birbirine diş bileyen yığınlar!
ey yığın yığın insan gafletleri!
yırtılsın gökteki gafletten perde,
hakikat nerede?

ne kadar bilinir bilmem ama bu şiir atatürk'ün yazdığı tek şiirdir. derin anlamlar içermektedir.

loser

amerikan kültüründe hayatta başarısız olan, valesi hep elinde kalan, hep son dakika golü yiyen, kısacası daima kaybeden insanlara verilen ad. bugünlerde ülkemizde de "adam tam bir loser" diyen insanlara rastlanmaktadır.

tirnak yemek

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc--lise hocamın ,tırnak seven bir arkadaşıma verdiği ayar :
+burak ne yapıyosun ?
burak oldukça rahat bir kişilik ve hocayı sallamadan
-tırnaklarımı yiyorum hocam...
+güzel, benimde ayak tırnakları uzamıştı bir ara uğrasana öğretmenler odasına,
burak o dakıkadan sonra sınırden parmaklarını yemektedır.

msn de yazilanin karsi tarafa gitmemesi

beyinde oluşacak olan hasarın gönderilmek istenilen mesajın önemiyle doğru orantılı olduğu bilinir. karşı taraf sana laf sokup ve sen ona destan yazmışsan ve bunu karşı tarafa bir türlü kapak yapamıyorsan bu dünya üzerinde yaşanabilecek en büyük hayal kırıklıklarından birisidir. sindirim yoluya hazmedip pembe tablolar çizecek durumda olamayacağından dolayı insanın bununla yaşamayı öğrenmesi lazımdır. ama bu hayal kırıklığıyla yaşamak her baba yiğidin harcı değildir ve bu bir kısır döngüdür. bu döngü gerçeği kabullenilip msn resetlenir.

abazan harekati

ilki 1998 yılında ikincisi ve en çok ses getireni 1999 yılında bornova ogrenci yurdu'nda elektriklerin kesilmesi sonucu gerçekleşmiş takribi 1000 kişilik olağan öğrenci ayaklanması. bu hareket beraberinde bir çok yeni sloganı da gündeme getirmiştir. unutulmaz, anlatılmaz yaşanır.
sutyene hayir memelere ozgurluk
yurtkur uyuma abazana sahip cik
elektriklerin gelmesi sonucu binlerce abazanın dört bir taraftaki erkek bloklarına dağılması ile neticelenmiştir

gloria jean s coffees

starbucks dan farklı olarak kahvelerin veya diğer yiyecek- içeceğin garsonlar tarafından, cam bardak (veya porselen tabak) larda servis edildiği mekan.
chillerların her çeşidi kişisel zevkinize göre bence karamel örneğin ve créme brulée latte ve mocha caramelatte naçhizane önerilerimdir.

badi ekrem

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc--hababam sınıfı'nda şener şen'in canlandırdığı, gaza gelmede sınır tanımayan beden eğitimi öğretmeni karakteri.

-hocam
-efendim?
-biz size kırgınız...
-hayrola neden?
-niye söylemediniz?
-neyi?
-izci olduğunuzu.
-öyle miymişim?
-tabii ki.. kupalarınız varmış...en iyisiymişsiniz..
-ehem...evet gençliğimde ben de biraz izcilik yaptım...

olaylar gelişir.

sorunsal

anlamını bir türlü çözemediğim, "sorunu" yada "problemi" kelimesine oranla daha bir "havalı" olduğu zannedilerek kullanılması daha bir popüler olan kelime.

mor catiya siginan erkek

sağnak yağıştan ya da kapkaçtan kaçmadığı sürece,hanımının hanımı olmuş,çocukluğuna inilmesi gereken ,üstüne bir de yanlış sosyal kuruma sığınmış erkekimsi.

4 4 2

futbolun en bilindik düzenidir. çeşitli varyasyonları olmakla beraber, temelde iki stoper, sol ve sağ bekler, sol açık, sağ açık, sol iç, sağ iç ve çift santrfordan oluşur.

bas harfi ben

birden bire hayatının tümü oldun tümcesinde popçumuz onun hayatının tümü tamlamasında onun sözcüğünü kullanmamayı yeğlemiştir keza nakaratın sonunda sarfettiği adı lazım değil cümlesinde de aynısı mevcuttur.yani onun adı lazım değil baş harfi ben.burada da bir onun kelimesi bilerek düşürülmüştür.kenan bey şarkısında kendisinden 3.tekil şahıs tadında bahsetmiştir.tüm bu karmaşa için kendisini kutluyoruz.

amelie

bana göre vasatın altında 2001: a space odyssey in biraz üstünde bir film. herkes neyini beğeniyor anlıyabilmiş değilim umarım yalnız değilim. aslında spoiler yazacaktım ama o kadar da önemli değil; filmde tek gizemli şey, her makinada resmi olan adam o da bu makinaları tamir eden bi amcaymış. 6. his ten sonra amelie izlemek

cocuklarin sordugu garip sorular

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc--bir yemek programını annesiyle birlikte izleyen küçümen kız emine s bedel tarzındaki teyzenin bir paket margarini tencereye attığını gördükten sonra annenin maruz kaldığı soru
-anne,neden teyze tencereye sabun attı

muzigin sesini ac diye gelen komsu

an itibariyle apartmanımızda varlığını öğrendiğim komşudur.ilk aşamada insan acaba ironi mi yapıyor diye düşünür.ancak komşu ciddidir.uzun süredir dinlemek istediği ancak dinleyemediği şarkıyı dinlediğiniz için "biz dinleyemiyoruz bari sesini aç da duyalım" mantığında kapıya gelmiştir.sanırsam her üniversite öğrencisinin hayali olan komşudur.

insanin her seyi yapabilecek gucte olduguna inandigi an

genelde insanın kendini hiçbir şey yapamayacak güçte hissetmesinin ardından gelen andır.arada bir bünye gaza gelir.kişi kendine "he he" diyerek fazla havaya girmemelidir. düşüncede kalması kişinin hayrına olacak olan durum. eyleme dökmesi için yapılan her türlü teşebbüs bünyede ezik et çukurları, kanlı gözaltı torbaları oluşturabilir. örneğin alınan ağır alkol neticesinde oluşan alçak dağları kendi ellerimle yarattım düşüncesiyle sağa sola zıplayan kefal evriminin tamamlayıcısı mavzu bahis kişi evine eline verilmiş ilaç reçeteleriyle gönderilir. buradan çıkartılacak sonuç alkolu götümüzle değil ağzımız ile içeceğimizdir..

futbol

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc / bir dünya şampiyonası ya da şampiyonlar ligi finali dünyanın dört bir köşesinde birkaç milyar! insanı ekran başına toplayan ya da herhangi bir müsabakası bile binlerce insanın stadyumlarda toplanmasına neden olan, bugün dünyanın en sevilen, en ilgi çeken spor dallarından biri. aynı zamanda yaşlısından gencine, kadınından erkeğine pek çok kişinin tutkuyla bağlı olduğu bu spor dalında popülerlik bir yana şiddet, adına holigan denilen çevresine verdiği zararla anılan bir grup insanın varlığıda göz ardı edilemez. İlginçtir, futbol diğer spor dalları gibi ama onlardan daha fazla bir şekilde spor olmaktan uzaklaşmaktadır.bugünün futbolu kimi radikal görüşlerin ifade edildiği "futbol asla futbol değildir" binlerce insandan oluşan dolayısıyla kitle psikoojisinin en yoğun hissedildiği toplumsal bir olaydır. birçok insan sadece bir takıma mensup olmakla hayattaki yerlerini belirlediklerini düşünür rahatlarlar.şu da bir gerçektir kibirçok fakir ailenin çocuğu, imkansızlıklar içinden sıyrılıp, yetenekleri ve şansları sayesinde yükselmenin ışığı olarak görürler futbolu. buna olanak sağladığı bir gerçek ayrıca futbol bugün dünyanın en büyük endüstrilerinden biridir; transferler, naklen yayın hakları, kulüplerin yaptığı satışlar, futbol yıldızlarının reklamlarda kullanılması ve daha birçok örnek verilebilir buna.. zinedine zidan,roberto carlos, paolo maldini, gabriel battistuta, alessandro del piero, david becham marka olmuş kişilik bir çok futbol yıldızını, futbolla alakalı olsun olmasın hiç farketmez reklamlarda görmeye alıştık bile..
bir ülke nekadar gelişmiş olursa olsun dünyanın her yerinde futbol ve şiddet olayları aynı sahnede yer alabiliyor çünkü futbolda futbolcu ve taraftarlar ittikçe sportif ruhtan uzaklaşıyor ve bunun bir spor olduğu unutuluyor. oysa futbol kurallara uygun, centilmence mücadelenin; dürüstçe kazanmanın; onurla kaybetmenin; rakibe saygı duymanın güzelliklerini de barındırır...
birtakım sosyolojik, psikolojik, ekonomik hatta politik nedenlerden dolayı sportif ruhun kaybedilmesi, şiddetin doğması, bugün pek çok insanı rahatsız eden bir durumdur.
mustafa kemal atatürk'ün dediği gibi "zeki,çevik ve ahlaklı" olması gereken sadece sporcular değil taraftarlardır da.. unutulmamalı ki taraftar olmazsa oyuncuda olmaz, hiçbir spor müsabakasıda..
çoğumuzun bir takımı var..takım tutmak küçüklükten buyana sevgiyle bağlı olduğumuz takımın mücadelesini heyecan içinde izlemek yaşamın güzellikleri arasındadır ve bu güzelliğin devamı için futbolun ruhundan, gerçek amacından ayrılmamak gerekir. futbol herşeyin üstünde bir spordur!

flashback

anathemanın regret şarkısında vokalin bağırarak söylediği,insanı yokeden,flashback olmasını sağlayan kelime.geri dönüştür türkçe anlamı.oysa şu anlamı da vardır; uyuşturucu madde kullanıldığı sırada etkisini göstermez daha sonra beklenmedik bir anda etkisini gösterirse flashback olunmuştur.

one last goodbye

grup üyelerinden vincent cavangh ve de danny cavangh kardeştirler.one last goodbye ı ölen anneleri için yazmışlardır.parisienne moonlight ta bu şarkıya cevap niteliğindedir.

sevgiliyi gecmisinden kiskanmak

İnsanın içten çürümesi demektir!kafana takarsın,büyütürsün,dayanamaz patlarsan,kaybedersin!beraberinde direndiğiniz sıkıntılarda varsa birden bir bakarsın yine sap kalmışın..düşünmemek lasım!ayrıca ukarda yazdiği gibi bir durumla karşilaşmamak için bütün kızlara ona göre yaklaşali!sen birini üzmüşsen, geçmişten birininde zamanında,senin şu an değer verdiğin insanı üzmüş olması gayet normal hatta müstahaktır!herkez samimi ve masum olursa,bu tip kıllanmalar olmayacaktır!

beykent universitesi

bilkentle kariştirilan,kardeş okul sanılan,paranla rezil olduğun,içindeki tikilerin bile çakma olduğu,fiziki şartlarından dolayı eğitimi fiziksel dayanma üzerine veren,hırsız polis dizisine ev sahipliği yapan,içinde zaman alişacağiniz akıl almaz şeylerin yaşandiği güzide eğitim kalesi..

rusen amcanin oglu sedat

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc
--çocuk psikolojisinde denir ki; çocuğa verilmemesi gereken örneklerden biri de rusen amcanın oğlu sedattır. sedatın hangi boku neresiyle yediği önemli değildir önemli olan sedatın muhattabı çocuğun aynı boku yerken neler hissedeceğidir. her fırsatta kafasına kakılan çocuğun annesi veya babasının bu hisleri anlamasının mümkün olmadığını varsayarsak örneğe muhattab gösterilen çocuğun en kısa zaman da sedatı bulup "ulan sittin anamı geber de kurtulam ulann senden" diyip üzerine önce kezzap sonra benzin döküp yakması muhtemeldir. bu sebeple bir insanı kamçılamak için başka bir insanı o na örnek teşkil etmek suretiyle kafasına kakmak pek hayra alamet değildir.

olume yakin

orhan veli kanık şiiri

akşamüstüne doğru, kış vakti;
bir hasta odasının penceresinde;
yalnız bende değil yalnızlık hali;
deniz de karanlık, gökyüzü de;
bir acayip, kuşların hali.

bakma fakirmişim, kimsesizmişim;
akşamüstüne doğru, kış vakti
benim de sevdalar geçti basımdan.
şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış;
zamanla anlıyor insan dünyayı.

olürüz diye mi üzülüyoruz?
ne ettik, ne gördük su fani dünyada
kötülükten gayri?

ölünce kirlerimizden temizlenir,
ölünce biz de iyi adam oluruz;
şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış,
hepsini unuturuz.

sair esref

neyzen tevfik'in dostu aynı zamanda hocasıdır taşlama ustasıdır ağzının bozukluğu ile tanınır.

devri istibdatta söz söylemek memnu idi
söyler isen ağlatırlardı ananı
şimdi devri hürriyetteyiz
önce söyletirler, sonra .kerler ananı.

ikinci abdulhamid

iki kez meclis açmış ve bir kez kapatmış-açmak mecburen, kapatmak onun fikri-, babı ali baskınıyla devrilmiş osmanlı sultanı.
dönemi istibdad dönemi olarak da bilinir, sansür ve yasaklarla doludur. dönemin koşullarında çok lazım olduğu açık olsa da, günümüzde çokça eleştirilmektedir.
iyi bir marangoz olup, çok da yufka yüreklidir. bir gaziye, kendi elleriyle bir koltuk değneği yapıp hediye etmiştir.

al askini sok gozune

ironinin bu kadarı dedirten parcalardan biridir.klipte mfö nün o zamanki klibi ve mirkelamın her gece klibini kendi kliplerinde çok güzel bir şekilde eleştirmişlerdir.yanlış hatırlamıyorsam gruptan gökhan bir trafik kazasında hayatını kaybetmişti ondan sonra da müzik piyasasından çekildiler.geride kalansa ironi dolu şarkıları oldu.

sabah programlarinin kadrolu oyunculari

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc/ artık her sabah programında gormek mumkundur.parayı alan oyuncular birbirlerine atıp tutarlar.bu programların gorevi iki kişiyi barıstırmaktır.oyuncuların yaptıgı her kavganın yanında kamera da vardır.

ama programlara giden seyirciler hala bunlara yorum yaparak onları bi işe yarayan insanlar gibi gosterirler.

suni gubre

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc
. Genelde icinde amonyum nitrat barindiran ve tarimsal alanda kullanilan tarim bitkilerinin gelismesini saglar cok kullanimi sonunda yeralti sularini zehirlemeye kadar gider ayrica teroristler tarafindan bomba yapimi olarak kullanilir.

bahceye kacan topu kesen amca

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc büyük ihtimalle gün boyunca cam kenarında oturup ince belli bardağında çayını yudumlarken, sizin top oynamanızı izleyip, top bahçeye kaçar kaçmaz üstünde çizgili pijamaları, ayağında şapıdık terlikleri ve elinde ekmek bıçağıyla bahçeye koşuyor, sizi topunuzu kesmekle tehtid ediyordur. psikolojik çözümlemesine gelince, evde oturmaktan sıkılmış, kıskanarak sizi izlerken gençliğini hatırlamış, hantallığına ve göbeğine olan hıncını da topunuzdan çıkarmaya çalışmaktadır.

tuvalet kağıdı

insanoğlunun rahata ne kadar çabuk alışabildiğinin üzerinde yazı olmayan belgesi.
ilginçtir...kağıdı ilk kez imal eden insana buluşunun bir gün bu amaçla kullanılacağı söylense kimbilir ne enteresan diyaloglar yaşanırdı.

örnek;

+olum kağıt yaptım.çok ugraştım ama değdi.
-o ne ki?
+şole düz bişey üstüne yazı yazıyon.
-olum bi boka yaramaz soleyim.gotune tutar insanlar bunu
+hadi be ordan!bunla tarihi kaydetcez.gelecek nesillere aktarcaz.yazıdan sona en büyük buluş bu.bi de tekerlek var o ayrı...
-görücez.demedi deme

absinthe

hughes kardeşlerin yönettiği 2001 yapımı 'from hell' adlı 'karındeşen jack' uyarlaması filmde uzun uzun yer alan içkidir. dedektif rolundeki johnny depp film boyunca absinthe içtikçe, insanın film karesine giresi gelir.

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc

dişinin arasında hala susam taneleri vardı, diliyle alıp tükürdü yere, fakat o susam tanesi bile, o ışıldayan gözleri hatırlattı fikret'e. sormuştu bir gün nilda'ya beni ne kadar seviyorsun diye, nilda da şu simit taneleri kadar çok seviyorum seni demişti. evet duygusuzdu, ruhsuzdu, yaratıcılık fakirliği vardı nilda'da. ulan insan gökteki yıldız der, denizdeki su damlası kadar der, ne bu be, zaten kaç tane susam var ki halk simitin tanesinde. bunları düşünürken simit sarayındaki günleri geldi aklına, dizlerinin birbirine değdiği ilk günü. unutmaya çalışsa da, kızın simidi çaya batırıp öyle yemesini aklından çıkaramadı. evet tuhaf biriydi.
neyse hafifçe gülümsedi, haydi fikret bir cesaret dedi kendi kendine, hızlı aramada kayıtlı zaten, 1'e uzunca bas telefon kendisi arar. uzunca bastı, olmadı. defalarca yere vurulan, yine de "hadi bu defa da bozulmayayım" diyen batarya en sonunda ayaklanma çıkarmıştı, fikret sinirlendi buna, hem de çok, ölesiye...
parmakları şişene kadar 1'e bastı. telefondan bir hareket yoktu. mukadderat dedi. çok kullanırdı bu lafı. ota boka mukadderat derdi. neyse hala sinirliydi, "kim gidecek şimdi yazıcıoğlu'na kadar diye" bağırdı, cevap işitilmedi, evet yalnızdı çünkü. neyse bir hışımla evin kapısını açtı, tam o sırada msn'in o "dürürüt" gibi tırt sesini duydu, daha yeni giydiği ayakkabılarını çıkarttı, bilgisayara yönlendi, tam o sırada kapı zili çaldı . gelen en yakın arkadaşı hamdiydi.
-abi sen otur, msn'e kim gelmiş bir bakıp geliyorum dedi.
hamdi gitti misafir odasında, bira şişelerinden bulabildiği bir boşluğa oturdu. telefonla bataryayı gördü. bu dallama da kendini dağıttı iyice diyip birleştirdi ikisini. açma tuşuna bastı ve telefon açıldı. salak fikret bataryayı ters takmıştı.
-abi telefonunu alsana, dedi hamdi, bilgisayar başındaki fikret'e.
-oğlum çalışmıyor ki o, dedi fikret.
-e, ama baksana abi.
-hamdi, gözümsün, canımsın diyerek alnına bir öpücük kondurdu hamdi'nin. evet mukadderattı bu.
-abi, her neyse annem sana kek yaptıydı, onu getirmeye gelmiştim, ben kaçayım dedi ve gitti hamdi, her şey eskisi gibiydi; yalnızdı, telefon çalışıyordu.

atarax

anksiyete bozukluklarının semptomatik tedavisi ve yaygın anksiyete bozukluğunda kullanılan, 12 yaş altı çocuklarda kullanılmayan ve günde en fazla 100mg alınması gereken sakinleştirici ilaç.

tupras

türkiye petrol rafinerileri anonim şirketi. akp hükümetince, oferlere, koçlara ve shelle ayaküstü yok fiyatına satılmış, bu badem bıyıklıların ülkenin anasını tam olarak nasıl sattığını açıkça görmemize vesile olmuştur. yıllarca kurumlar vergisi şampiyonluğunu kimseye kaptırmamış, türkiyeye en çok kazandırmış, stratejik bir kurumdur. bu irticacı ipneler zaten ülkeyi gözden çıkardıkları için bu staratejik kurumu yahudilere ve amerikalılara satmakta bir sakınca bulmamışlardır. yarın diğer gün coniler bize bugün canımız sikkin size benzin satmak istemiyoruz deyip, kirli dolarlarını basarak aldıkları tüpraşın vanalarını kapattıklarında o ipne badem bıyıklıların makam arabaları ucukları da göt gibi ortada kalacak. hasittir biz ne yaptık diyecekler ama geç kalacaklardır. yazıktır. ayrıca tüpraş bu ipnelerin eline geçtiği için benzine mazota zırt pırt zam gelmektedir. biline, tavır alına...

ergenlikte tutulan gunlukler

sevgili gunluk,
ben ona bu kadar ilgi gosterirken,gozlerımı gozlerınden ayırmazken o gitti ust sınıflardan dananın birine gonlunu kaptırdı.sebebide onun yuzunde sıvılce yokmus.ben ergenlige yeni adım attım gunluk bu normal degil mi sence?
onu danacanla birlikte gorunce kendımı kolaya verdım inanırmısın hala gaz cıkarıyorum oyle kotu durumum anlıyacagın.sevgili gunluk benım sivilce kremi vaktim gelmis gorusmek uzere...

takrir i sukun

fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xacc yaışması devam ederken tarihten bir kesit ile devam edelim .
1925'te, hilafetin kaldırılması ile ayaklanan muhafazakar kesimden olan şeyh said'in çıkardığı ayaklanma zorla bastırıldı. daha sonra düşürülen fethi okyar hükümetinin ardından kurulan hükümetin başına ismet inönü geldi ve o da muhalifleri sindirmek için bu kanunu hazırlattı ki dini politikayı siyasete alet eden herkesin yargılanmasını öngörüyordu ve hükümete olağanüstü yetkiler veriyordu, tüm isyancılar istiklal mahkemelerinde yargılandı; muhalif basın susturuldu, burada yazanlar yine yargılanarak mahkum edildi ve enson terakkiperver cumhuriyet fırkası da kapatılarak amaca ulaşıldı. darağaçlarının anababa günleri olduğu günlerdi vesselam.

statukocu

revizyonistlerin karşıtı olan, bugünkü durumdan gayet memnun olan, değişmemesi için çabalayan kişiler.
başka anlamda, bazı şeyler hiç yaşanmamış gibi yapılıp bir önceki düzene dönmeyi de isteyebilirler.
muhafazakarlarla ve xacc lerle karıştırmayalım.

msdos

bill gates bunu yazmadan önce, bir çok eleman bunun kat kat iyisini yazmıştır. ama gates'teki ışığı başka kimsede görmeyen ibm, işletim sistemi bursunu gates'e bağlamış ve o da bir dünya devini kurmuş.
microsoft ibm ilişkisi

ney

hz. ali kendisine verilen sırrı saklamalıdır. bir müddet dayanmış, kimse ile paylaşmamıştır. lakin bir gün kendini tutamayıp bir kuyuya “hu” diye haykırır. “hu” allah demektir. kuyunun civarında bulunan kamışlar rüzgarda sallanırken “hu” sesi duyulur.
neyin çıkardığı ses, insan sesine en yakın enstrümantal sestir.
tasavvuf inancında insan ve neyin benzerliği sıkça kullanılır. ney 9 boğumdan yapılmıştır, insan 9 ayda oluşur ve doğar; gırtlağında 9 boğum vardır. neyin 7 deliği vardır, insanın da 7 manevi deliği vardır. bu delikler kapandığı zaman her şey bitmiştir.