hititler

tarihte anadolu'da hüküm sürmüş bir devlettir. hint-avrupa dil ailesi'ne dahil bir dil konuştukları için hint-avrupa kökenli bir topluluk olduğu kabul edilmektedir. m.ö. 2000 yıllarında anadolu'ya göç ederek yerli hatti beylikleri üzerinde hakimiyet kurdukları bilinmektedir.anadolu'ya geliş yönleri, kafkasya üzerinden, çanakkale boğazı'ndan ya da karadeniz'den olmalıdır. en genel kabul gören görüş, kafkasya üzerinden anadolu'ya indikleri yönündedir.

tarihteki ilk kralları kuşşara kralı pithana'dır. İlk yerleşim yerleri ise kuşşara'dır. pithana'nın oğlu anitta zamanında başkentleri neşa (kaniş) olmuştur. anita, hatti krallığının başkenti olan hattuşa'yı (boğazköy), çok büyük hazineleri olduğunu tahmin ederek kuşatmış fakat şehirde herhangi birşey bulamayınca kızarak şehri tamamen yakıp yıkmış ve ünlü lanetini savurmuştur “geceleyin yaptığım bir saldırı ile şehri aldım. yerine yaban otu ektim. benden sonra her kim kral olur ve hattuş’u yeniden iskan ederse gökyüzünün (fırtına tanrısı’nın) laneti üzerinde olsun.”

daha sonra anita'nın soyundan gelen torunu hattuşa'yı bu kez hitit krallığının başkenti yapacak ve kendisine de hattuşili adını verecektir. hattuşa antik kalıntıları bugün unesco'nun dünya kültür mirasları listesinde yer almaktadır.

hititler yerli halkın ekonomik ve kültürel etkilerinden etkilenerek dil ve dinlerini benimşemiş ve ırklarını hatti ırkının içinde eritmişlerdir.

hititler, asurluların anadolu’ dan çıkma zorunda kalmasıyla devlet idaresini ellerine almışlardır. anadolu’nun yerli halkıyla kaynaşıp hitit devleti’ni kurmuşlardır. bu devletin kurucusu labarna‘dır. başkenti ise hattuşa’ dır. (boğazköy)

hitit tarihi m.ö. 1650-1450 eski krallık ve m.ö. 1450-1200 hitit İmparatorluk devri olmak üzere iki safhada incelenir. hitit devleti'nin kuruluşundan itibaren, sanattaki mezopotamyalı unsurlar kaybolarak, anadolu'nun yerli sanatıyla birleşmiştir. sanatta, boyutları büyümüş anıtsal eserler ortaya çıkmıştır. mabetler, saraylar, sosyal yapılar, kaya kabartmaları ve orthostatlarla (bina cephelerinde alt sırada yer alan kabartmalı taşlar) önceki sanattan ayrılır.

aslında hattiler'e ait olmasına rağmen hitit güneş kursu olarak anılan törensel nesne, hititlerin sembolü kabul edilir.

hitit adı eski ahit'e göre uydurulmuş bir isimdir. bugün hitit diye anılan bu halkın kendilerine "nesi dili konuşan" anlamında nesili dediklerini biliyoruz. hititler kendilerine "neşalılar" diyorlardı.